İklim değişikliği ve ‘top 10’ Meltem Oral İklim değişikliğinin orta sınıfların entelektüel hobisi ya da bilim insanlarının geleceğe dair çılgın fantezisi olmadığını tüm dünyada giderek büyüyen ‘iklim adaleti’ hareketi ortaya koyuyor. Eylül ayında New York sokaklarını dolduran yüz binlerce aktivist iklim adaleti hareketinin, George W. Bush ve küresel şirketlerin iklim değişikliği diye bir şeyin olmadığını kanıtlaması için para bastığı araştırmaların yayınlandığı günlerden çok uzakta olduğunu gösterdi.
Yazar: AltÜst Dergi
Yeni Bir Radikal Sol Parti: Podemos Özdeş Özbay Altüst oluşlar, devrimler yılı olarak geçti tarihe 2011 yılı. Tahrir’de başlayan işgal devrimle sonuçlanmış ve isyan dünyanın dört bir yanına yayılmıştı. Ekonomik krizin en sert vurduğu ülkelerden biri olan İspanya da bu isyanlardan nasibini almıştı. 15 Mayıs’ta başlayan ve kendisine Indignados (Öfkeliler) ismini takan hareket şehir meydanlarını yüz binlerce kişiyle işgal etmişti. Hareket uzun süre işgalleri sürdürdü ve meydanlardan çekildikten sonra da binlerce kişinin katılımıyla park forumlarında toplanmaya devam etti.
“Gâvur” İzmir’de 1908 Seçimleri Baha Coşkun 1908 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren İntihab-ı Mebusan Kanunu ve bu kanunun uygulanmasına dair Talimat uyarınca, 1908 seçimlerinde kural olarak her 500 müntehib-i asli (birinci seçmen) oyu ile bir müntehib-i sani (ikinci seçmen) seçilmiş, bu ikinci seçmenler de milletvekillerini seçmiştir. Milletvekillerinin aldıkları oylar ikinci seçmen oyları olduğundan, gerçekte kaç kişinin oyu ile seçildiklerini anlayabilmek için aldıkları oyları 500 ile çarpmak gerekmektedir.
Ebedî Önderler, Heykeller ve Büstler Roni Margulies Kim İl-sung 1912 doğumluymuş. İki yıl önce “Ebedî Önder’imiz 100 yaşında” törenlerinin çok muhteşem olduğunu tahmin ediyorum. Kuzey Kore gazetelerinin “Halk Ebedî Önder’imizin doğum gününü coşkuyla kutladı” manşetlerini kendi gözlerimle görmedim, ama gözümün önüne getirmekte hiç zorlanmadım. O günlerde Kuzey Kore Anayasası hiç tartışma konusu olmadı Türkiye’de. Yazık. Bizimkine benzer yanları var çünkü. ‘Yeni anayasa’ tartışmalarımıza ışık tutabilir. Örneğin, hakkın rahmetine 1994 yılında kavuşan Ulu Önder Kim İl-sung’un, Kuzey Kore Anayasası uyarınca “Ebedî Önder” olarak anılması gerekiyor.
Kötülük kol gezerken Semih Gümüş Yaşadığımız hayatın aslında kabul edilmesi olanaksız yanlarının sanki bizimle birlikte doğmuş ya da dünyanın kaçınılmaz haliymiş gibi algılanması tuhaftır. Düşünmeyiz. İnsanlar arasındaki eşitsizliğe karşı çıkıyoruz, dünyanın her yerinde; oysa bir ailenin servetinin ülkede yaşayan milyonlarca kişinin toplam servetinden daha büyük oluşundan pekâlâ olağan bir durummuş gibi söz ederiz. “Wal-Mart’ı kuran ailenin serveti, Birleşik Devletler nüfusunun en alt gelir grubunu oluşturan yüzde 40’lık bölümün (yani 120 milyon insanın) kazancıyla aynıdır (90 milyar dolar),” diyor Tony Judt. Türkiye’de de en tepedeki ailenin serveti, nüfusun en alt gelir grubunun herhalde yüzde 30’unun kazancıyla aynıdır.
O MUAZZAM SAKSI Tolga Yıldız Şimdiki İspanya sınırları içindeki bir mağaranın duvarında 41 bin sene önceki atalarımızın bugüne gönderdiği, el şeklinde bir “buradayız” mesajı var (fotoğraf 1). Mesajı verenler, toprağı sulandırarak elde ettikleri bir boyayı ağızlarına doldurup duvara dayadıkları elleri üzerine püskürterek “yazmışlar”. NASA, 1970’lerde altın bir plağa altı saatlik ses kaydı yaptı. Bu kayıtta müzik eserleri ve dünyadaki yaşama dair temel bilgiler yer alıyordu. Plak, Leonardo Da Vinci’nin insan anatomisi resimleri gibi görsellerle birlikte bir uzay aracına yerleştirildi ve araç 1977’de uzaya fırlatıldı. Daha sonra benzer şekilde iki araç daha tasarlayıp uzaya fırlattık. Bu araçları fırlatacağımız saniyeyi bile hesapladık…
Saldırmak, Dövmek, Bel altından vurmak Terry Eagleton The God Delusion, Richard Dawkins, Bantam, 2006 Tanrı Yanılgısı, çev. Kalisto, Kuzey, 2007 Biyolojiye dair bütün bilgisi Book of British Birds (Britanya Adaları Kuşları) kitabından ibaret olan birisinin biyolojiyle ilgili nutuk attığını düşünün, o zaman Richard Dawkins’in teoloji kitabını okumanın ne demek olduğunu anlarsınız. Bertrand Russell’dan sonra profesyonel bir ateiste en çok benzeyen Dawkins gibi ateşli rasyonalistler, aslında kınadıkları şeyi anlayabilmek için gereken donanımın en alt sınırında duruyorlar, zira anlaşılması gereken ya da en azından anlamaya değer bir şey olduğuna inanmıyorlar. Bu yüzden birinci sınıf teoloji öğrencisinin bile burun kıvıracağı türden bayağı dini…
Fransız Geçidine Bak, Narmanlı Yurdu’nu Anla Cengiz Özdemir Bu yazı Narmanlı ailesine ait bir binanın başına gelenlerden yola çıkarak Narmanlı Han’ın başına gelebilecekler hakkında bir fikir vermek amacıyla kaleme alınmıştır. Geçtiğimiz günlerde Tünel’de bulunan Narmanlı Han’ın 57 milyon dolara bir kozmetik firmasına satıldığını gazetelerden öğrendik. Bu, Narmanlı Han’ın ikinci el değiştirmesi. Yapı Kredi Koray İnşaat 2001 yılında burayı satın almış, ancak kamuoyundan gelen tepkiler ve açılan davalar sonucunda yapmaya niyetlendikleri projeyi gerçekleştirmeyip elden çıkarma yoluna gitmişler.
SÖYLEŞİ: ‘ASASIZ MUSA’ FİLMİ Musa Anter: Sanık, mahkûm, şahit ve davacı… KELEMET ÇİĞDEM TÜRK Birçoğumuz Ape Musa (Musa Amca) olarak tanıdık Musa Anter’i. “Türkiye’nin 55 yıllık girdisinin, çıktısının yeminli, canlı bir şahidiyim. Hem yalnız şahidi mi? Değil! Sanığıyım, mahkûmuyum ve davacısıyım” diyerek 74 yıllık ömrüne not düşen Anter, sadece Kürt coğrafyası için değil Türkiye’nin hafızası için önemli bir isim. Diyarbakır’da 20 Eylül 1992 tarihinde uğradığı ve devletin içindeki karanlık odakların karıştığı silahlı saldırıcı sonucu hayatını kaybeden Anter’i katledenler hâlâ bulunmuş değil. Anter’i hatırlamak için, iyi tanımayanlarımız, hatta hiç tanımayanlarımız için onun hayatının anlatıldığı Asasız Musa filmi bu ay vizyonda. Filmin genç…
YANAN KÜTÜPHANEDEN DOĞAN KİTAP M. Şeref Özsoy Liseyi bitirdikten sonra ailesinin koleje göndermeye parası olmadığı için, kolej eğitimini kütüphanelerde yapar. Yaşı 28’ken, üniversitedeki bir konferans sırasında edebiyata düşkünlüğünü öğrenen kolej müdürü ona bir kep, bir cüppe ve diploma vererek kütüphaneden ‘resmen’ mezun olmasını sağlar. Yaşadıklarını ‘uçuk’ bir şekilde yazar. Örneğin, Los Angeles’te orta Wilshire’de bir yazar arkadaşıyla gece yolda yürüyerek konuşmaktayken yanlarında duran polis arabasından çıkan polis memuru sorar: – Ne yapıyorsunuz? – Ayaklarımızın birini diğerinin önüne koyuyoruz.