Yeni sayıda yazarlardan bazıları: Anne Alexander • Arife Köse • Atilla Dirim • Baha Coşkun • Bahadır Çelebi • Baki Murat • Berk Efe • Behçet Çelik • Burak Demir • Bülent Somay • Cengiz Alğan • Didem Z. Havlioğlu • Doğan Tarkan • Eren Keskin • Eric Ruder • Erkin Erdoğan • Hasan Basri Karabey • Hüseyin Çakır Irmak Can Özinanır • Irvin Cemil Schick • Jane Hardy • Naime Narin • Orhan Bulut • Onur Devrim Üçbaş • Ömer Madra • Roni Margulies • Samet Mengüç • Sakine Günel • Selim Deringil • Sinan Canbay • Sinan Özbek…
Yazar: Lewoxx
Sayın Ziyaretçi, İletişim listemize kayıt olduğunuz için teşekkür ederiz. Kayıt onayına dair bir e-mail adresinize yollandı. Şayet onay için yollanan e-maili göremiyorsanız, mail programınızın “spam” listesini kontrol etmenizi öneririz. Mail adresiniz iletişim listemize eklenecek. Umarız web sitemizin içeriğini beğenir ve yararlı bulursunuz. Sitemiz hakkında görüşlerinizi paylaşmanız bizi sevindirir. Görüş ve eleştirilerinizi bize aşağıdaki iletişim formunu doldurarak da bildirebilirsiniz. Saygılarımızla Altüst Dergisi
Kürt sorununun adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması gerektiğine inananların, sivil itaatsizlik eylemlerinin neden gündeme geldiğini düşünmesi, dile getirilen talepler üzerinde kafa yorması gerekiyor. Kürtler İtaat Etmiyor Kürt sorununda çözümün ilk koşulları Çok dillilik böler mi, demokratikleştirir mi? – Doğan Tarkan Kürtlerin özgürlüğü Türklerin özgürlüğünün önkoşuludur – Özden Dönmez
Neoliberal saldırı Seattle’la başlayan antikapitalist dalgayı yaratmıştı. Şimdi hareketin genel grev dalgalarıyla birleşme olasılığı gündemimize girdi. Emekçiler artık krizlerin faturasını ödemek istemiyor. 2008 krizi hasar tespit raporu Faturayı Emek Ödemeyecek – Erkin Erdoğan Kriz Yeni mi Başlıyor? – Joseph Choonara Krizle Beslenen İslamofobi – Cengiz Alğan Çin – ABD Dansı – F. Levent Şensever
Ortadoğu, insanlığa 21. yüzyılda da devrimlerin ve başka bir dünya kurmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Her yıkılan diktatörlük diğerlerini telaşlandırırken halkı cesaretlendiriyor. Domino etkisi bu. Yeni Ortadoğu – Doğan Tarkan Tahrir’e Nereden Bakmalı? – Özden Dönmez AB-NATO: Bomba – Şenol Karakaş Devrim coğrafyası Emek hareketi ‘Eski Mısır’ laik miydi? Devrim henüz bitmedi – Ahdaf Soueif
Atilla Dirim Geçtiğimiz yıl İstanbul’da Taksim Meydanı’nda toplanan bir grup insan gözlerinde hüzün ve ellerinde karanfillerle sessizce matem tuttu. 1915 yılının Nisan ayının 24’ünde başlayan Büyük Felaket’in kurbanlarının ardından gözyaşı döktüler. Kaybettikleri dedelerini, ninelerini, komşularını, dostlarını, arkadaşlarını, bir mezara bile sahip olmayan kardeşlerini andılar. Taksim’de sessizce gözyaşı döken insanların biraraya gelmesine neden olan o olay, o “Büyük Felaket” neydi, neden yaşanmıştı, ortaya çıkmasına neden olan koşullar nelerdi? Bir daha yaşanmaması için, bir daha tekrarlanmaması için, bir daha gözyaşı dökmek zorunda kalmamak için, bir kez daha hatırlayalım.
Yalçın Ergündoğan Basın özgürlüğü konusunda ciddi sıkıntılar yaşayan Türkiye’de, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanması tartışmaları birden artırdı. Bir hukuksuzluk örneği olarak Ahmet Şık’ın henüz basılmamış, taslak halindeki kitabının başına gelenler ana akım medyanın bugüne dek hiç görmediği ya da görmek istemediği, hâlâ da görmemekte direndiği hak ihlallerinin, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların ve yaptırımların bir ölçüde de olsa kamuoyuna yansımasına vesile oldu. Son günlerdeki gelişmelerin sokağa döktüğü medyanın anlı şanlı ünlülerinin görmediği ve göstermediği Türkiye’deki “basın özgürlüğü”nün durumundan 2009 yılı ile karşılaştırmalı kısa bir kesit:
Elçin Poyraz Bugün toplumsal düzeydeki tüm geçmişle yüzleşme yöntemleri, “geçiş dönemi adaleti” kavramı altında ele alınıyor. Geçmişlerindeki büyük hak ihlalleri ile yüzleşmekte olan toplumların, barışı veya demokrasiyi tekrar inşa etmeye dayanan siyasî değişim süreçlerine geçiş dönemi diyebiliriz. Bu süreçte izlenen yöntemler anayasal reform yapmaktan, yozlaşmış bürokratik kurumların temizlenmesine, savaş suçluları için uluslararası mahkemeler kurulmasından, ülke içi hakikat komisyonlarının kurulmasına kadar çeşitlendirilebilir. Örneğin, Güney Afrika’da apartheid rejimi ile hesaplaşma, 1995’te kurulan hakikat ve uzlaşma komisyonu ile gerçekleştirilmiştir. Bu komisyonun çağrısı “hakikat karşılığında af”tı, amacı tüm gerçeklerin ortaya çıkmasıydı ve yapısı yüzleşmenin ertesinde affetmeye (siyasî suç olmak şartıyla) dayanıyordu. Gana (1957-1993 arası…
“Sol” deyince Türkiye nüfusunun aklına ne gelir? Önce CHP gelir. Önemli bir kesimin aklına başka da bir şey gelmez. Diğer bir kesim, televizyonda gördüğü, gazetelerde okuduğu genellikle sevimsiz haberlerden, CHP’nin solunda daha radikal bazı örgütler de olduğunu hayal meyal bilir. Türkiye nüfusu bu sola ne kadar ilgi gösterir? Sahil kentlerinde, İstanbul’da Beşiktaş ve Kadıköy, Ankara’da Çankaya dışında oturan ve önemli çoğunluğu orta sınıfa dahil olan nüfus dışında CHP’ye ilgi gösteren, oy veren pek kimse kalmamışa benziyor.