Sakine Günel Koca dayağına isyan edip dayağa karşı dayanışmak için sokağa çıkmamızın üzerinden yirmi dört yıl geçti. Hâlâ ekonomik şiddetle birlikte, dayak, taciz, tecavüz, yaralama ve cinayetlerle erkek şiddeti kadınların gündeminin birinci sırasındaki yerini koruyor.
Yazar: Lewoxx
Berk Efe Altınal Evli olduğu kadına şiddet uygulayan erkekle ilgili bir haber duyduğumuzda “Bu adam ruh hastası herhalde” diyebiliyoruz kimi zaman. Bunu dediğimizde, belki rahatlıyoruz, belki kendimizce bir açıklama getirmiş oluyoruz. Bir taraftan da bu şiddete zemin hazırlayan bir yığın meseleyi görmezden gelmiş oluyoruz. Örneğin, erkeğe böyle bir şiddeti kullanma yetkisini veren toplumsal değerleri, bu şiddeti mümkün kılan aile kurumunu ve bu kurumu mümkün kılan sınıflı toplum yapısını gözardı ediyoruz.
Tolga Tüzün Gürültü neden önemli bir kavram? Çünkü bir yandan sesin fizikselliğinden kaynaklanan gerçek bir duruma işaret ederken, bir yandan da hem toplumsal hem de tarihsel bir görüngü olarak karşımıza çıkıyor. Attali’nin 1977’de yazdığı Gürültüler adlı kitaptan ilham alan bir çok sosyolojik tahlil sorunun toplumsal tarihsel yanına ışık tuttu.
Roni Margulies Sömürü, eşitsizlik, rekabet, savaş, bir tarafta bolluk bir tarafta açlık… Kapitalizm bütün bunlar demek, ama aynı zamanda bunlardan kaçamamak demek. Çünkü kaçış alanlarımızda da karşımıza çıkıyor. İş hayatının, gündelik hayatın hırpalayıcılığından kaçabilmek için yarattığımız siperlere de el atıyor. Onları da metalaştırıp tekrar bize satıyor. Ve kaçamamış oluyoruz.
Zakarya Mildanoğlu Yeni Anayasa tartışmaları uzun süredir ülke gündemini işgal ediyor. Anayasa’nın değiştirilmesi dahi önerilemeyecek maddeleri “utangaç” bir şekilde tartışmaların odağına oturuyor. Nedeni ise, Anayasa’da yer alacak rutin maddeler dışında farklı etnik grupların, kimliklerin hak ve özgürlüklerinin, kültürlerinin, örgütlenmelerinin anayasayla güvence altına alınması talebi ve buna karşı direnç.
Baha Coşkun Politik iktidarlar halkın rızası olmaksızın inşa ve idame edilemez. İmparatorluğun son yıllarından itibaren bizim halkın rızasını esas olarak ikna ile üretme, şiddet denilen politik enstrümanı ise istisnai olarak kullanma imkânımız kalmamıştır. Modern her siyasal iktidar bir “terör dönemine” ihtiyaç duyar. Ancak bizdeki sorun iki boyutludur. Emperyalizm çağında kapitalist merkezler dışındaki çevre ülkelerde modern siyasal iktidarların başka sorunları vardır. Modern sosyal sınıflar zayıftır ve dolayısıyla siyasal iktidar esasen “diplomatik ulûfe” olarak inşa ve idame ettirilir. Bu durumda toplumla bağlar iyice zayıflaşır ve toplum, moda terimle, “öteki” olarak algılanır. İlişkisizlik esas haline gelir, muhtemel tek ilişki şiddet ilişkisidir. “Terör dönemi”…
Erkin Erdoğan ABD’de dev şirketlerin batmasıyla 2008’de su yüzüne çıkan ve bugüne dek etkisi en çok Avrupa’da hissedilen ekonomik kriz, yeni çalkantılarla devam ediyor. Yunanistan ve İrlanda’nın ardından Portekiz de borçlarını ödeyemez duruma geldi, Nisan ayında IMF’den yardım talep etti. Üç yıl içinde 115 milyar dolarlık yardım alacak. Rakam çarpıcı: Portekiz, toplam ekonomik büyüklüğünün yarısından fazla miktarda borç alıyor. Ülkede ne tür bir kemer sıkma politikası uygulanacağına, seçim sonrası yaz aylarında oluşacak yeni hükümet karar verecek.
Eren Keskin Avukat olarak 1987 yılından 1995 yılına dek hep siyasî davalara girdim ve siyasî davalara giren her avukat gibi işkence gerçeği ile karşılaştım. Ancak, 1995 yılında bir yazım nedeniyle cezaevine girdiğimde, bu kadar yoğun yaşandığını o güne dek sorgulamadığım cinsel işkence gerçeği ile yüz yüze kaldım.
Selim Deringil Haydarpaşa’da GATA askerî hastahanesinin arkasında unutulmuş bir mezarlık vardır; adı İngiliz Askerî Mezarlığı, diğer bir deyişle “İngiliz Şehitliği”. GATA’nın çirkin binasıyla aşağıda sahilde Toprak Mahsülleri Ofisi’nin terkedilmiş siloları arasına sıkışmış bu huzurlu mekân, Emperyal Mezarlıklar Komisyonu’na (Imperial Graves Commission), yani Çanakkale’deki İngiliz şehitliklerinin bağlı olduğu kuruma bağlıdır.
“Boşuna mı Okuduk?” – Türkiye’de Beyaz Yakalı İşsizliği Tanıl Bora, Aksu Bora, Necmi Erdoğan, İlknur Üstün İletişim Yayınları, 2011. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım işsiz kaldı. Çalıştığı sektörde üst düzey bir unvan ve öncekinden üçte bir oranında yüksek maaş ile transfer olalı üç ay olmamıştı. Sabah yönetici olarak çıktığı evine akşam işsiz olarak döndü. Bir gün önce yaz tatili için plan yaparken, ertesi gün iş bulamazsa kaç ay dayanabileceğinin hesabını yapmaya başladı. Arkadaşımın başına gelenin tekil bir olay olmadığını bilen beyaz yakalılar için bir işte çalışıyor olmak uzunca süredir sadece o ay sonunda maaş alacağının güvencesini sunuyor; ertesi ay çalışacağının güvencesi…