Niko Uzunoğlu, 1951 Kadıköy doğumlu, İstanbul Teknik Üniversitesi’ni birincilikle bitiren, şimdi Atina’da yaşayan bir Rum. Ailesinin bir tarafı Kayseri, diğer tarafı Konya’ya uzanıyor. İstanbul Rumları Evrensel Federasyonu Başkanlığı’nı yürüten Uzunoğlu, İstanbul Rumları’nın tekrar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçerek İstanbul’a yerleşmesi için çabalıyor.Sefa Kaplan sordu,Uzunoğlu cevapladı.
* Atina’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüştünüz. 120 bin Rum’un İstanbul’a dönüş meselesini konuştunuz mu kendisiyle?
– Atina’da Başbakan Erdoğan ile kısa bir görüşmemiz oldu. Başbakan’a İstanbullu Rumların dönüşüne engel olan meseleleri aktardık. O da bunları Egemen Bağış’tan duyduğunu söyledi. Bana nereli olduğumu sordu. Konya Aksaraylı’yım dedim. Çünkü babam orada doğmuştu. Bu sene ilk defa inşallah gideceğim. Başbakan bize İstanbul’da mülkümüz olup olmadığını da sordu. Maalesef yok dedik.
* Dönüş meselesi ile ilgili bir şey söylemedi mi Başbakan?
– Söyledi. “Siz Türkiye’nin insanısınız, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşısınız, istediğiniz zaman dönebilirsiniz ve dönmelisiniz” dedi. Bu arada Başbakan’a iki sene önce gönderdiğimiz mektubu tekrar verdik. Egemen Bağış bize, sorun ve taleplerimizi bildiğini ve bunları çözeceklerini söyledi.
* Daha önce de Devlet Bakanı Egemen Bağış’la buluştunuz, değil mi?
– Bakan’la çok daha teferruatlı konuştuk. Bakan’a 6-7 Eylül’de, 1964’te ve 1974’te İstanbul’u terk etmek zorunda kalan Rumların sorunlarını anlattık.
* Siz 120 bin Rum’un dönmeyi düşündüğünden söz ediyorsunuz. Bu rakama nasıl ulaştınız?
– Biliyorsunuz, Lozan Anlaşması sırasında İstanbul’daki Rum nüfus 130 bindi. Bunun 25 bini Yunan uyrukluydu. Bunların 1930’da Atatürk ile Venizelos arasındaki anlaşma ile kaldıkları doğru değil. Bunlar, Lozan ile kalan Yunan pasaportlu Rumlardır. İnönü hükümetinin Yunan pasaportu taşıyan Rumları 1964’te sınırdışı etmesi, bu nedenle Lozan’ın açık ve vahim ihlâlidir. 6-7 Eylül’den sonra 20 ile 30 bin arasında Rum ayrıldı İstanbul’dan. 1964’ten evvel İstanbul’daki Rum sayısı 90 bindi. Bizim tahminimiz Yunanistan’da 90 bin kadar İstanbullu Rum’un yaşadığı yönünde. Ama İsveç, Kanada, Almanya, Avustralya’da yaşayan İstanbullu Rumlar da var.
* Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mıydı?
– Öyleydiler, ama artık değiller. İlk gidişlerinde, hem gidiş şartları, hem gittikleri yerde buldukları şartlar o kadar kötüydü ki, tam bir travma yaşadılar ve bu travma dolayısıyla İstanbul ile ilgili her şeyi unutmak istediler. Tam bir perişanlıktı.
* Peki dönüşten umutlu musunuz?
– Umutsuz olsak Başbakan’la niye görüşelim, neden bu kadar uğraşalım ki? Ancak en önemlisi, giderken yaşanan travma. O travma ortadan kalkarsa her şey çok daha kolay olur. Bunun için de geçmişte olanların kınanması ve bir daha tekerrür etmemesi için çabalanması bu travmayı ortadan kaldırır. Unutmayın ki, bir toplumda azınlıklara baskı varsa, bir süre sonra çoğunluğa da baskı olur. Bu tabii ki sadece Türkiye’nin sorunu değil, o zamanlar bütün ulus devletlerde bu tür şeyler yaşanıyordu ve hâlâ bir derece yaşanıyor. Ama Türkiye’nin değiştiğine inanıyorum. Toplum uyanıyor. 6-7 Eylül’le ilgili bir serginin İstanbul’da ve Atina’da açılabileceğine inanabilir miydiniz?
* Yeniden vatandaşlığa başvuracak mı dönecek olanlar?
– Vatandaşlığa başvurmak için önce çocukları için eğitim sorunlarının çözülmesi ve emniyet güvencesi alabilmeleri lazım. Çocuklarının eğitim sorunu olmayan İstanbullu Rumlardan vatandaşlık için başvuran pek çok kişi var. Ve bunların başvuruları hemen kabul ediliyor. Sadece askerlik meselesi var. Onun da bedelini ödeyip kolaylıkla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oluyorlar. Herhangi bir zorluk yok.
* Çifte vatandaş mı oluyorlar?
– Evet. Hem Türkiye, hem Yunan vatandaşı oluyorlar. Şu anda İstanbul’da 250 Yunan firması iş yapıyor. Birçok üniversitede 300’e yakın Yunan öğrenci var. Ayrıca, ders veren İstanbullu Rum hocalar da mevcut.
***
Hürriyet’in bize özür borcu var
Hürriyet gazetesi, 1950’den sonra Rum cemaatine karşı yapılanların kıvılcımını tutuşturan gazeteydi. 6-7 Eylül sırasında da, 1964 olayları sırasında da Rum meselesinde en kötü rolü oynadı. İstanbul’dan giden Rum kadınların büyük çoğunluğu ruh hastası oldu. 1964’te İstanbul’dan sürgün edilen Rumlar arasında 30 intihar var. Bunun için Hürriyet’in bize bir özür borcu var. Bu sadece bizim için değil, Türkiye için de çok önemli.
Ekonomi ve güvenlik
Başbakan, “Sizin vatanınız burası, buyurun dönün” deyince önce teşekkür ettik. Arkasından da nasıl döneriz diye düşündük. Bunların sonucunda iki temel talebimiz oldu: 1) Mevcut cemaate davranışın gerçekten değişmesi, 2) Dönecekler için devlet desteği. Bunun içinde güvenlik ve ekonomi de var. Egemen Bağış, bu taleplerin son derece mantıklı olduğunu söyledi. Ancak henüz Başbakan’a gönderdiğimiz mektuba cevap alamadık.