Demiryolunun bir şehre ulaşması, yeni bir gar binasının inşa edilmesi, Cumhuriyet döneminin ilk 10-20 yılında o şehrin yeni ulus-devlete dahil olmasının temel adımlarından birini oluşturmuş, şehrin hem sosyal hem ekonomik hayatında müthiş bir değişimin başlangıcını işaret etmiştir.
Sivas, Malatya, Erzurum gibi şehirlerde gar binası şehrin en büyük, en modern binası olmuş; gar ile şehir merkezi arasında yapılan ve İstasyon Caddesi, Cumhuriyet Caddesi veya Atatürk Bulvarı (1938 sonrasında genellikle İnönü Caddesi) adı verilen anacadde şehrin büyüme yönünü belirlemiştir. Devlet kurumlarının yeni binaları, yeni okul, yeni ve nispeten lüks apartmanlar bu caddenin üzerinde inşa edilmiş, sosyal hayat bu caddeye doğru kaymıştır.
“Sivas’ta kentsel gelişme” başlıklı makalesinde Mustafa Ökmen şöyle yazar: “Sivas, savaş sonrası ve Cumhuriyet devrinin başında 26.000 nüfuslu küçük bir kent halinde bulunmaktaydı. Kentin gerek nüfus olarak, gerekse alan olarak kuzey ve batı yönünde gelişmesi, 1930 yılında demiryolunun gelişmesiyle başlar… Kentin nüfusu artmış, ilçelerden ve değişik kentlerden dört yıl içerisinde 900-1000 aile gelmiş ve Sivas’a göç başlamıştır… Cumhuriyet’in ilanına koşut olarak ticaret ve sanayi canlanmış ve bunu da büyük oranda 1930 yılında demiryolunun gelmesi ve 1939 yılında Devlet Demir Yolları cer atölyesinin kurulması sağlamıştır denebilir…”
(Mustafa Ökmen, “Sivas’ta kentsel gelişme”, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 2, Sayı 1, s. 239-264.)
Ulaştırma ve Dış Ticaret Müsteşarlığı yapan Sivas doğumlu Ertuğrul Önen gençliğinin Sivas’ını şöyle anlatır: “Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı kuruluşların yeri ayrı idi. Şehrin yarısı geçimini bu kuruluşlardan sağlardı. Demir Yolları fabrikası, ki Sivaslıların nezdinde adı Cer Atölyesi idi, Sivas’ın en büyük işvereni idi. Atölyenin çalan borusu ile insanlar vakitlerini ayarlar, kadınlar kocalarının paydosunu ve eve geliş vakitlerinin geldiğini anlardı. Bunun yanında Sivas’ın kuzey-güney ve doğu-batı demiryollarının tam kesişme noktasında yer alması Sivas’ı bir demiryolcular kenti yapmıştı. Modern lojmanları, sineması, lokali ile Demir Yolları Sivas’ın sosyal yaşamının lokomotifi idi. Aynı şekilde Demirspor kulübü, güreş, futbol, atletizmde elde ettiği başarılarla gurur kaynağımızdı.” (“Bir Zamanlar”, disticaretgunlugu.com, 16 Şubat 2015.)
“Sivas’a vurulan bir Cumhuriyet mührü: İstasyon Caddesi” başlıklı bir yazısında Kadir Üredi yeni garın ve İstasyon Caddesi’nin hikâyesini şöyle anlatır:
“Cumhuriyet’in kurulduğu ilk yıllar yurdun her köşesinde ayrı bir kalkınma heyecanı yaşanıyor. Cumhuriyet, yurdun doğu ile batı bölgelerini, Ankara-Sivas ana istasyonları üzerinden birbirine bağlayacak çalışma projesini gerçekleştirmek için, Büyük Millet Meclisi’nin 24 Mart 1924 günkü oturumunda çıkartılan bir kanunla, altı buçuk milyon lira ödenek kabul ediyor.
Altı ay sonra, 10 Ekim’de Ankara’da yapılan törende Nafıa Vekili Recep Bey’in hükümetin ulaşım programını anlattığı konuşmasından sonra Ankara’yla Sivas’ı birbirine bağlayacak demiryolu hattının döşenmesi için bismillah çekilerek Anadolu insanının doğaya hâkim olma yarışı başlıyor. Demiryolu hattı Sivas’a yaklaştıkça basında bununla ilgili haberler daha sık yayınlanıyordu. Ahali trenin Sivas’a geleceği günü sabırsızlıkla beklerken, trenin Sivas’a uğramayacağı söylentileri üzerine halk ümitsizliğe kapılıyor; milletvekilleri Türk Ocağı’nda toplanan halka demiryolu hattının muhakkak Sivas’tan geçeceğini, dedikodulara inanmamalarını söyleyerek halkı sakinleştiriyordu. Bu endişeler giderildikten sonra bu defa da istasyonun şehre yakın olmayacağı, demiryolunun Sivas’ın uzağından geçeceği söylentileri üzerine halk Konya, Ankara istasyonlarının şehre mesafesi ne kadarsa Sivas’ınki de o kadar olsun diye Ankara’ya yazılar yazıyor, telgraflar çekiyor. O yıllarda Sivas Valisi Süleyman Sami Kepenek anılarında olayı şu şekilde anlatıyor: ‘İstasyon yerinin tayini hususunda münakaşalar olmuştur. O sırada demiryolu inşaatının başında vekâlet erkânından mühendis İzzet Bey istasyonu daha uzaklara yapmak istiyordu. Fakat ben istasyonun şimdiki yerinde yapılmasını ısrarla rica ediyordum. Nihayet benim noktai nazarım kabul edildi.’ 1927 senesinde istasyon binasının inşaatına başlanıldığı aylarda Sivas Belediye encümeni de, bir kilometre kadar uzaklıktaki istasyonla şehir merkezini en kestirme yolla birbirine bağlamak kararını alıyordu.
Açılacak yol güzergâhı o zamanlar, Uluanak, Örtülüpınar, Kayserikapı (Halil Rıfat Paşa) mahallelerini teşkil eden evlerin, bostanların, bahçelerin oluştuğu engebeli bir bölgeydi. Bölgeden geçen Pünzürük Deresi burayı ikiye bölüyordu. Bu yüzden o zamanların imkânlarına göre Belediye belki de tarihinin en masraflı istimlâk ve imar işine başlamıştı.
Devrin Belediye Başkanı Sığırcıların Hayri Bey planlanan istasyonla Vilayet alanını en kestirme ve düzgün bir yolla birbirine bağlamak için 1927 senelerinde istimlak işine Vilayet binasının karşısındaki evlerden başladı. Bu güzergâhtaki evlerin, bostanların tamamı veya bir bölümü istimlak edilip yıktırılıyordu. Hacı Ali Beylerin, Dabakzadelerin, Hacı Osman Efendilerin, Güvenalların, Reşit Beylerin, Uluocakların, Güzel İsmaillerin, Tokuşağalarının evleri ile bostanlarının tamamına yakını, Kanlı Bahçe’ninse (Vergi dairesinin bulunduğu alan) yarısından fazlası istimlaka gitmişti.
Açılmakta olan yolun üzerinde bulunan Hacı İzzet Paşa Camii yıktırılmadan önce haziresindeki mezarlar açıldı. Kemikler ayrı ayrı bez torbalara konulduktan sonra Halifelik mezarlığına, Peyami Safa’nın babası İsmail Safa’nın kemikleri ise bir tabuta konulduktan sonra bando eşliğinde Ali Ağa Camii’nin haziresine götürüldü…
Günümüzdeki büyük otelin alt taraflarından geçmekte olan Pünzürük Deresi’nin üzerine betondan yapılan otuz metre genişliğindeki köprü tamamlanmak üzere, ama Vilayet Başmühendis Vekili yolun açılmasına sürekli karşı çıkıyordu. Bu olayı Vali Süleyman Sami Kepenek anılarında şöyle anlatıyor: ‘Sivas dahilinde İstasyon Caddesi’nin açılması mühim bir hadise olmuştur. [Ben] şimdiki yolun açılması fikrinde idim. Çünkü istasyon hattı müstakim doğru Hükümet Konağı’na gider. Sivas’a gelen giden yabancılar için dahi en iyi intiba veren ve diğer eski yolu nazaran daha kısa ve en güzel bir yol ve bulvar olacaktı. Nitekim öyle oldu… Demiryolunun küşat resmi [resmî açılışı] münasebetiyle Sivas’a gelen Nafıa Vekili [Bayındırlık Bakanı] Recep Bey yolu görünce sarf ettiğim gayretin çok yerinde ve şayanı takdir olduğunu görerek memnun olmuştur.’
Anadolu’nun en büyüklerinden biri olan Sivas gar binasını tamamlamak üzere, Osmanlı’ya sığınan ve Sivas’a yerleşen Beyaz Rus Todor Usta binanın camlarını takıyor. Türkiye’deki istasyonların hiçbirinde olmayan mermerden yapılmış şadırvanlı çeşme ve gar binasının arkasındaki geniş alana yapılan havuz, Vilayet binasının önündeki tarihî havuza kavuşmak için yolun bitirilmesini bekliyor. İstasyon Caddesi’nin bir an önce bitirilmesi için Sivas zamanla yarışıyor. Sivaslılar gece gündüz arı gibi çalışıyor. Atların öküzlerin çektiği tapanlarla yapılmakta olan yolun zemini düzeltilip son tesviyesi yapılıyor. O zamanlar Vilayet binasının önündeki alandan bakıldığı zaman evlerin, selvi ve kavak ağaçlarının perdelediği Selçuklu medreseleri ile Kale Camii’nin ihtişamlı duruşları görülmüyordu. Bu eserleri görünebilir duruma getirmek için kısa zamanda istimlak edilen bu alan, 1500 lira masrafla parka dönüştürüldü.
Yapılmakta olan yolun son aşamasına gelindiği günlerde, 30 Ağustos 1930 tarihinde Sivas’a ilk trenin geleceği ve büyük bir açılış töreninin yapılacağı haberi ulaşınca, henüz tamamlanmamış ham yol üzerine yer yer taklar kuruldu, günün anlamını belirten pankartlar açıldı, cadde baştan başa bayraklarla donatıldı. Sivas’a tren seferleri başladıktan sonra yolun kalan noksanlıkları bir taraftan tamamlanırken, bir taraftan da caddenin hem görüntüsünü zenginleştirmek hem de çevreyi ferahlandırmak düşüncesiyle, Sivas’ta ilk olarak bu caddeye bir baştan bir başa karşılıklı akasya fidanları dikildi. İnönü Bulvarı adı verilen yol 1931 senesinde şose olarak hizmete açıldı.
İstasyon caddesinin açılması Sivas’ta modern şehircilikte ilklerin başlangıcı oldu. Sivas’ın ilk apartmanı 1932 senesinde beş katlı olarak bu cadde üzerine yaptırıldı. Emek Apartmanı adı verilen bu bina Sivas için modern şehircilik anlayışının ilk örneklerinden biri oldu. Emek Apartmanı’nı müteakip aynı senelerde yine bu cadde üzerine Lüftü Beylerin, Güvenalların, Sururi Beylerin, Kunduracı Naci Bey’in, Uluocakların apartmanları yapıldı.
Bu yol üzerine 1932 senesinde Kale Camii’nin kuzey yönü duvarına bitişik olarak Sivas’ın ilk sineması yapıldı. Cumhuriyet’in temelinin atıldığı tarihi Kongre binası 1892 senesinde yapılınca o zamanlar Sivas’ın en işlek caddelerinden biri olan Taşlı Sokak binanın ön cephesi olarak planlanıp yapılmıştı. İstasyon Caddesi açılınca cadde yönüne taştan merdivenler yapıldı. Kapı açılarak taş sütunların desteklediği balkonla 4 Eylül Kongresi’nin yapıldığı tarihî Kongre binasının yeni yola uyumu sağlandı. Yine 1930-31 senelerinde İnönü Bulvarı’nın başlangıç noktasındaki alana kesme taşlarla iki katlı Valilik binası yaptırıldı, ama bu bina Valiliğe tahsis edilmeden 19 Şubat 1932 tarihinde Halkevi’ne dönüştürüldü. 1932 senelerinde bu cadde üzerine yapılan İnhisarlar [Tekel] binası Sivas halkı tarafından devletin modern binası olma ünvanını kazandı.
Yine o senelerde Ankara’nın aldığı bir kararla demiryollarını dışa bağımlılıktan kurtarmak ve kendi ihtiyacını karşılamak düşüncesiyle, Anadolu’nun en büyük demiryolu fabrikasının [yukarıda sözü geçen Cer Atölyesi] temeli 20 Temmuz 1936 tarihinde atılıyordu. Fabrikayı yapacak olan Alman firması, getirdiği elemanlar için İstasyon Caddesi üzerinde iki katlı şantiye binası yaptırırken, Ankara-Sivas demiryolu hattını döşeyen müteahhit firma Naci Demirağ bugünkü Büyük Otel’in bulunduğu yere mühendisleri için iki katlı villa benzeri bir büro yaptı. Demirağ daha sonra, şantiye binasını özel idareye bağışladı. Bu bina 1988 senelerine kadar Vali Konağı olarak kullanıldı.
Otuz metre genişliğinde 910 metre uzunluğunda gerilmiş bir kuşak düzgünlüğü ile iki havuzu birbirine bağlayan bu cadde her ne kadar resmî kayıtlara İsmet Paşa Caddesi olarak düşse de, Sivas halkı burayı İstasyon Caddesi söylemiyle ifade etti. (“Sivas’a vurulan bir Cumhuriyet mührü: İstasyon Caddesi”, sivaspostasi.com.tr, 14 Eylül 2012.)