Malevich Londra’da
Londra’da 2014 sonunda Tate Modern sanat galerisinde çarpıcı bir Kazimir Malevich sergisi gerçekleşti.
Malevich, 1879’da Kiev yakınlarında doğdu. Stalin’in toplama kamplarından birindeyken kanser teşhisi kondu ve 1935’te öldü. Ömrü boyunca devrimci bir ressam, yenilikçi ve öğretmen idi.
Malevich, 1905 devriminden bir yıl önce Moskova’ya gideren sanat okuluna başladı. Yirminci yüzyılın başlangıcında Rusya’nın ana akım sanat dünyasından dışlanan ve Çarlığın boğucu baskısına karşı isyan eden genç sanatçılar kuşağına dahil oldu.
İlk olarak Batı Avrupalı ressamlardan, özellikle de Cézanne ve Kübistlerden etkilendi. Zaman içinde sanatına belirgin olarak Rus unsurlar ve “köylü” sanat geleneğinin unsurları girmeye başladı. Resminin kökleri suyunu Rusya’nın emekçi kitlelerinin yaşamından alır. Kübist tarzda verdiği eserler nefes kesicidir.
Savaş başladığında, 1914’te küçük bir tablo üzerinde çalışırken aniden durur ve tabloyu siyaha boyar. Bu, Malevich’in yaptığı beyaz fon üzerine siyah karelerin ilki olur. Savaşa sürüklenmiş bir dünyanın sanat geleneğini reddetmektedir. Bu noktadan sonra eserleri soyutlaşır; perspektiften ve naratiften vazgeçer; tuvalın belirlediği alan içinde şekillerin birbirleriyle ilişkisi üzerine yoğunlaşır.
Bu eserler savaş yıllarının Rusya’sında olduğu kadar günümüzde de çarpıcılıklarından ve yenilikçiliklerinden hiçbir şey kaybetmiş değil. Batı sanatının yapılarından kendini kurtardıktan sonra, bu dönemde şaşırtıcı sayıda resim üretir. Ama döneme simgesel Siyah Kare damgasını vurur. Bu sanatsal kara delikten geçerek Malevich 1917 devriminin hemen öncesine yolculuk eder ve orada siyah kare beyaz kareye dönüşür — karanlıktan aydınlık doğar.
Devrimi izleyen iç savaş ve tarifsiz acılar döneminde Malevich devlet okullarında sanat öğretmenliği yapar. Serginin bu salonu ansızın Malevich’in yanı sıra başka sanatçılarla dolar. Sanat kollektifleşmiştir. Duvarlarda El Lissitsky, Lyubov Popova ve Süprematizm akımının diğer devleri de yer alır.
Sergi, karşı devrim yıllarını ve bürokrasinin avangard sanatçılara karşı açtığı savaşı da belgeliyor. Bu yıllarda Malevich yalnızlaşıyor, ders verdiği okul kapatılıyor. Soyut resmi bırakıp bürokrasinin kabul edilir bulacağı resimler yapıyor. Bunlar da kabul görmüyor. Sonra bir tür sosyalist gerçekçiliği deniyor. Ama yine teslim olmuş değil; cezaevine giriyor. Tabloları da giderek trajikleşiyor.
Sergideki son tablolardan biri devrime öncülük eden işçilerinden birini gösteriyor. Yüzünde hiç renk yok – adeta bir ceset. Devrim artık bitmiş. Cenazesine katılanlar yakalarına küçük siyah bir kare takmıştır.