Yeni Bir Radikal Sol Parti: Podemos
Altüst oluşlar, devrimler yılı olarak geçti tarihe 2011 yılı. Tahrir’de başlayan işgal devrimle sonuçlanmış ve isyan dünyanın dört bir yanına yayılmıştı. Ekonomik krizin en sert vurduğu ülkelerden biri olan İspanya da bu isyanlardan nasibini almıştı. 15 Mayıs’ta başlayan ve kendisine Indignados (Öfkeliler) ismini takan hareket şehir meydanlarını yüz binlerce kişiyle işgal etmişti. Hareket uzun süre işgalleri sürdürdü ve meydanlardan çekildikten sonra da binlerce kişinin katılımıyla park forumlarında toplanmaya devam etti.
Forumlar giderek kan kaybetmesine rağmen, sınıf hareketi göreceli olarak düşük bir düzeye inmişken forum aktivistleri birkaç ay önce bir program etrafında bir araya geldi. Geçtiğimiz Mart ayında Podemos (Yapabiliriz) isimli bir radikal sol parti kurdular. İlk denemeyi 22-25 Mayıs tarihlerinde yapılan Avrupa Birliği Parlamentosu seçimlerinde yaptılar. Hiçbir bütçesi olmadan, hiçbir ana akım medyada yer almadan, tamamen forumların kendi sosyal iletişim ağına dayanarak, tarihte eşine az rastlanır bir başarı elde etti Podemos: 1,2 milyon oy (yani yüzde 8) almayı ve parlamentoya beş milletvekili göndermeyi başardı.
Siyaset bilimci José Fernández-Albertos, Podemos’a oy verenlerin kimler olduğu üzerine Madrid ölçeğinde yaptığı araştırmada iki önemli sonuca ulaştı. Birincisi, Podemos önceki seçimlerde oy kullanmayan kesimlerin bir kısmının sandığa gitmesini sağlamış; ikincisi, krizin en fazla vurduğu kenar mahalleler, yoksul ve göçmen mahalleleri ağırlıklı olarak Podemos’a oy vermiş.
Podemos’un kendi üyelerinin dahi beklemediği bu başarı İspanya’da sağ ve sol merkez partileri ciddi bir krize soktu. Merkez sol PSOE 2,6 milyon oy kaybederek yüzde 16, merkez sağ PP ise 2,6 milyon oy kaybederek yine yüzde 16 civarında oy aldı. İspanya’nın demokrasiye geçtiği 1978 yılından beri ilk kez bu iki partinin aldığı toplam oy yüzde 50’nin altına düştü. PSOE lideri seçim hezimetinin ardından istifa etti.
İşsizler, evsizler ve işgal hareketleri
Podemos’un ortaya çıkışı ani olsa da, İspanya’da yaşanan durum sürpriz değil. Ülkede 2004-2011 arasında iktidarda olan merkez sol PSOE, 2008 krizinde ağır darbe alan ülke ekonomisini düzeltmek iddiasıyla kemer sıkma politikaları uygulamış ve sonunda milyonların sokağa çıkıp meydanları işgal ettiği İndignados hareketi ile devrilmişti.
Seçimleri kazanan merkez sağ PP ise PSOE’nin başlattığı politikaları uygulamaya devam etti. İspanya’da siyasîlere ve partilere yönelik ciddi bir öfke birikti. Bütün kemer sıkma politikaları sermayenin kârlarını arttırmaya yönelikti. Sonucunda bugün İspanya’da işsizlik oranı yüzde 26’ya ulaştı, 25 yaşın altıdakiler için ise oran yüzde 53,3. Gençlerin büyük çoğunluğu kira ödeyemedikleri için ailelerin yanına döndü. Sokaklar seyyar satıcı ve işportacı doldu. Yaşanan konut krizi, kredilerini ve kiralarını ödeyemeyen yüz binlerce aileyi evsiz bıraktı. İndignados hareketinden önceki en büyük toplumsal mücadeleler işsizler, evsizler ve işgal hareketleriydi. Bu hareketler İndignados’un çağrıcısı olmuştu. Hatta Madrid’te meydan işgal edilirken aktivistler kullanılmayan Madrid Otel’i de işgal etmiş, yüzlerce odasını evsizlerin kullanıma açmışlardı.
Podemos’un lideri Pablo İglesias, ‘La Tuerka’ isimli bir tartışma programında yaptığı konuşmalarla popüler olan 35 yaşında bir akademisyen. AB Parlamentosu’na seçilen beş milletvekilinden biri. Iglesias, siyaseti politikacıların değil İndignados hareketine katılan sıradan insanların yapması gerektiğini anlatıyor ve parti örgütlenmeleri de bu şekilde işliyor.
“Gerçek demokrasi”
İndignados siyasallaşmaya karşıyken ve siyasî partileri arasına dahi almazken kendisi partileşmek zorunda kaldı. Her yıl 100 bin kişinin evinden atıldığı, işsizliğin ve yoksulluğun artmaya devam ettiği İspanya’da kitleler artık siyasî partilerden uzak durmanın yeterli olmadığını fark etti. Milyonların sokağa çıktığı 15 Mayıs 2011’de İndignados hareketinin ana sloganı “gerçek demokrasi” idi. Üç yıldır park ve mahalle forumlarında toplanmaya devam eden aktivistler gerçek demokrasiyi aşağıdan yeni bir sol parti ile inşa etmeye karar verdi. Ülke geneline yayılan 500 kadar forum birimleri üzerinden Podemos’u şekillendiriyorlar.
Partinin ilan ettiği 36 sayfalık programda radikal sosyal talepler yer alıyor: Çalışma saatlerinin düşürülmesi, işsizliği azaltacak önlemler, kemer sıkma politikalarının terk edilmesi, evsizlere yönelik sosyal konut politikaları, işten çıkarmanın yasaklanması, serbest ticaret anlaşmalarının kaldırılması, yeni bir anayasa için referandum, büyük şirketlere karşı küçük işletmelerin desteklenmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi…
Hareketin esas gücü üzerinde yükseldiği İndignados harketi ve forumlardan geliyor. Pablo İglesias her konuşmasında Yunanistan’daki Syriza’yı örnek aldıklarını söylüyor. Syriza net bir antikapitalist parti olmadığı gibi, giderek daha da merkeze kayan radikal reformist bir sol parti. İglesias’ın siyaseti sürekli olarak “la cast” dediği siyasîlerle halk arasındaki bir mücadele olarak kurması Podemos içerisindeki antikapitalistler için bir tartışma konusu. Çünkü bu kanat siyasetin sınıflar arasındaki bir mücadele olarak kurulması gerektiğini ve daha net bir antikapitalist hatta durmak gerektiğini tartışıyor toplantılarda.
Antikapitalist mücadele
Bağımsızlık isteyen Katalan bölgesi konusunda net bir tavır takınmaması, AB’den çıkmak yerine onu reformlarla değiştirmek gerektiğini anlatması, devlet ve sistem yerine politikacıları hedef alması gibi konular Podemos içerisindeki devrimcilerle daha merkez sola yakın olan gruplar arasındaki başlıca tartışma konuları. Bu tartışmaların yüzlerce şehir, mahalle ve köy forumlarında tartışılıyor olması ise çok önemli.
Podemos, forum deneyimi, kitlelerin ihtiyaçlarına cevap veren radikal ama somut programı ve yeni bir siyasal örgütlenme biçimi yaratmasıyla çok önemli dersler barındırıyor. Seçimin hemen ardından ülkenin dört bir yanında yapılan Podemos toplantıları parklarda forum şeklinde yapıldı. Binlerce kişi bu forumlara katılarak bundan sonra ne yapmak gerektiğini tartıştı. İspanya’da 2015’te yapılacak genel seçimlere bir yıl kala, radikal bir sol kitlelere umut vermeye başladı. Bir yandan Podemos hem oy alarak hem düzenlediği forumlarda binlerce insana politika tartıştırarak büyürken, bir yandan da kitlesel gösteriler ve grevler İspanya’yı sarsmaya devam ediyor. İspanya’da kitlesel bir antikapitalist mücadelenin önünde büyük fırsatlar duruyor.