Orhan Bulut
Kızıl Süvariler – Toplu Öyküler II
İzak Babel
Rusça’dan çeviren: Ergin Altay
Can Yayınları, 2012
Rus edebiyatının en önemli yazarlarından olan İzak Babel 1894 yılında Odessa’da bir Yahudi köyünde doğdu. Sovyet gizli servisi şefi Lavrenti Beria’nın bürosunda 26 Ocak 1940’ta yargılanarak ertesi günü Lubyanka cezaevinde öldürüldü.
Babel’in en önemli eseri olan ve 34 kısa öyküden oluşan Kızıl Süvariler yazarın Sovyet Rusya ile Polonya arasındaki savaşta Sovyetlerin yanında çarpışan 1. Kazak Süvari ordusunda gazetecilik yaptığı yıllardaki gözlem ve anılarının hikâyeleştirilmesinden oluşuyor. Babel 1931’de Kızıl Süvariler kitabına ‘Argomak’ adlı bir hikâye daha ekledi.
Savaş ve Yahudi düşmanlığı
Kızıl Süvariler baştan sona Polonya savaşını anlatıyor, ama kronolojik değil. İlk hikâye Kazak ordusunun nehri geçerek Polonya ordusu ile savaşını anlatıyor. Bir diğer hikâye Polonya ordusunun Kiev’i ele geçirmeye çalışmasını anlatırken, bir diğerinde Kazaklar Lvov önünde Polonya ordusuna yeniliyor ve geri çekilmeye başlıyor. Artık Kazak ordusunda askerî disiplin kalmamıştır ve ordu iyice vahşileşir.
Babel Kızıl Süvariler’de savaşın vahşetinin ve kötülüklerinin yanında kahramanlıklarını da anlatır. Anlatımı suçlayıcı değildir. Sadece gözlemlerini, yaşadıklarını aktarır.
Kazak Ordusu’nda Yahudi düşmanlığı yaygındır. Karşılarında savaşan Polonya ordusunda da yine yaygın Yahudi düşmanlığı vardır. Savaşılan topraklarda ise yoğun olarak Yahudiler yaşamaktadır. İki ordu da birbirlerinden vakit buldukça Yahudileri karşı vahşet uygular.
Kızıl Süvariler’de ölüm, cinayet, tecavüz, ırkçılık, alkol okuyucunun suratına çarpar. Babel çok çarpıcı bir biçimde Kazak ordusunun halini anlatır. Bazen de olayları Kazakların gözünden, Kazakların bakış açısıyla verir.
Kızıl Süvariler’deki temel karakter Kirill Vasievich Liutov güney Rusya’dan gelen bir Yahudi entelektüeldir. Görevi savaş bültenleri yazmak. Ordunun Yahudi düşmanlığı bu raporlara yansımıyor, ama Liutov aynı zamanda bir hikâye yazarı. Gözlemlerini biriktiriyor. Aslında Liutov, Babel’in kendisi.
Kızıl Süvariler edebiyat çevrelerinde çok beğeni kazanıyor, ama Kazak ordusunun komutanı Mareşal Semyon Budyonny Babel’i gerçekleri tahrif etmekle eleştiriyor ve derhal idam edilmesini istiyor. Edebiyat çevrelerinin basıncı ile Babel yaşıyor.
Kızıl Süvariler’deki hikâyeler toplu olarak ilk kez Mayakovski’nin yönettiği Lef dergisinde 1924 yılında yayınlandı.
Babel, Birinci Dünya Savaşı’nda Rus ordusu ile birlikte Romanya’da. Petersburg’a devrimden sonra, 1918’de dönüyor. Maxim Gorki ile tanışıyor ve Gorki’nin çıkardığı Menşevik gazetesinde çalışıyor. Gorki, Babel’in edebî gelişmesine önemli katkılarda bulunuyor. Ama Babel 1932’de “Şimdi kendimi açık, net ve kısa bir biçimde ifade etmeyi öğrendim” diyor. Gorki’nin gazetesinin kapatılması üzerine savaş muhabirliğine başlıyor ve Kızıl Süvariler’in yazılmasına yol açan Sovyet-Polonya savaşına gidiyor.
İzak Babel’in çok sayıda eseri yok. Kızıl Süvariler’in yanı sıra Odessa Öyküleri ve Maria adlı oyunu ünlü. Bir miktar daha oyunu ve senaryosu var.
Odessa Öyküleri’ni savaştan döndükten sonra Odessa Yahudilerinin hayatını anlatmak için yazıyor.
Stalinizm ve “suskunluğun büyük ustası”
Babel, Rus Devrimi’ni ve Sovyet rejimini destekliyor. Kimi eleştirileri de var, ama destekliyor. Bütün eserlerinde bu açıkça görülüyor. Devrim öncesini, devrimi ve karşı devrimi yaşıyor, gözlemliyor ve karşı devrim tarafından öldürülüyor.
Babel 1934’te Sovyet Yazarları Kongresi’nde kendisini “suskunluğun büyük ustası” olarak tanımlıyor. Edebî olarak suskunluğa giriyor, yani yazmıyor. Stalinizm’i eleştiriyor. Birçok yazarın da kaldığı güneydeki ünlü bir daçada, Peredelkino’da kalmaya başlıyor. Burada tutuklanıp cezaevine götürülüyor. Aynı daçada daha sonra Nazım Hikmet de kalmış.
Babel’in hayatı Berlin’de tanıştığı Yevgeniya nedeniyle Stalinist büyük terör dalgasına bulaşıyor. Uzun süreli ama kesintili bir ilişkisi olan Yevgeniya daha sonra Yezhov ile evleniyor.
Yezov sadık bir stalinist. Kendisinden önce İçişleri Komiseri ve NKVD’nin başı olan Genrik Yagoda’yı tutuklamakla işe başlıyor. NKVD, Sovyetler Birliği’nin KGB’den önceki gizli polis örgütlenmesi.
Yagoda acımasızlığı ile tanınıyor, ama Yezov’un yanında bir hiç. Stalin’in talimatı ile Yagoda işkence altında Alman ajanı olduğunu itiraf ediyor. Çok ağır işkence görüyor ve işkencesine Yezhov bizzat katılıyor. Sonunda Yagoda ölüm cezasına çarptırılıyor. Öldürülmeden önce Yezhov Yagoda’nın çırılçıplak soyulmasını ve öyle dövülmesini istiyor ve bu yapılıyor. Ölüme sürüklenerek götürülüyor.
Yezhov büyük terörün mimarı ve uygulayıcısı. Gelmiş geçmiş en büyük insan kasaplarından biri. Rus devrimci partisini imha ediyor. Gerçekten yok ediyor.
Yezhov’un iki yıllık NKVD başkanlığı sırasında, 1937-38 yıllarında Yüksek Sovyet Presidyumu’nun yüzde 75’i öldürülüyor. Sovyet Kızıl Ordusu’nun subaylarının büyük kısmı yok ediliyor. NKDV içinde de temizlik yapılıyor. Yagodacı olan herkes temizleniyor.
1937-38 yıllarında 1 milyon 300 bin kişi devlete karşı suçlardan tutuklanıyor; 700 bine yakın kişi vurularak öldürülüyor. Yezhov iş başına geldiğinde Gulag’da 685 bin kişi var ve Yezhov bu sayıyı üçe katlıyor.
İşte İzak Babel bu adamın eşi ile özel bir ilişkiye sahip. Yevgeniya çok sayıda insanla ilişkiye sahip ve çok konuşuyor. Yezhov Stalin’in arkasından iktidar merdivenlerini tırmanırken Yevgeniya de sık sık sevgili değiştiriyor. Babel bunlardan sadece biri.
Yevgeniya 1939’da intihar etti.
‘Halkın ve devletin düşmanı’
Yezhov’un büyük terördeki rolü ve fazla sivrilmesi sonucunda Stalin onun yerine bir Gürcü olan Lavrenti Beria’yı getirmeyi planlar. Önce Yezhov’un yardımcıları ajan çıkar. 3 Mart 1939’da Yezhov’un bütün Merkez Komite yetkileri elinden alınır. Artık sadece Ulaştırma Komiseri’dir. 10 Nisan’da gizlice tutuklanır ve Sukhanovka cezaevine götürülür. Çok işkence görür. Onun Yagoda’nın işkencesini bizat kendisinin yapması gibi, Beria da Yezhov’a işkence yapar. Sonunda Yezhov ‘halkın ve devletin düşmanı’ olduğunu kabul eder. Kendi deneylerinden bilir ki, itiraf etmekten başka yol yoktur.
İtirafları arasında karısı Yevgeniya ve İzak Babel’in Alman casusu olduklarını “itiraf” eder. İşte Babel bu nedenle tutuklanır.
Yezhov, 2 Şubat 1940’da Beria’nın bürosunda yargılanır. Yezhov kendisinin en iyi Stalinist olduğunu anlatır. Diz çöküp Beria’ya yalvarır, ama karar verilir. Ölüm.
Aynen Yagoda gibi, Yezhov da elbiseleri çıkarılarak öldüresiye dövülür ve sonra Sukhanovka cezaevinin bodrum katında pis bir odada ensesinden vurularak öldürülür. Daha önce yüz binlerce devrimcinin, komünistin öldürüldüğü gibi.
Cesedi yakılır ve külleri bir toplu mezara konur.
Stalin ve Beria Yezhov’un öldürüldüğünü gizler. Yezhov’un ensesinden vurularak öldürüldüğü 1948 yılına kadar açıklanmadı.
Yezhov ve yüz binlerce başkası gibi Babel de NKVD polisleri tarafından ağır işkenceden geçirildi. Üç suçlama ile karşı karşıyaydı.
Birincisi, Gorki öldürüldü diyordu. İkincisi, Troçki için onunla karşılaşan birisinin ondan etkilenmemesi mümkün değil diyordu. Üçüncüsü, Kamenev için dil ve edebiyat konularının en parlak ustasıdır diyordu.
Ajan ve Troçkist olmakla, dolayısıyla ‘halkın ve devletin düşmanı’ olmakla suçlanıyordu. Babel bunların hepsini kabul etti. Kendi kanı ile ıslanmış itirafnamesinde hepsini onayladı. Ajanım dedi, Troçkist olduğunu, devlet düşmanı olduğunu kabul etti. Eski karısını görmeye gittiği Fransa’da İlya Ehrenburg tarafından Fransız ajanı yapıldığını onayladı. Aynı zamanda Avusturya ajanıydı. Sergei Eisenstein’ı, İlya Ehrennburg’u ve Solomon Mikhoels’in ajanlıklarını ve Troçkistliklerini itiraf etti.
İsmi her yerden silindi. Kitapları, oyunları yasaklandı. Sovyet Edebiyat ansiklopedisinden adı çıkarıldı.
26 Ocak 1940’ta Yezhov gibi o da Beria’nın bürosunda yargılandı. Yargılama 20 dakika sürdü. Ceza kesindi. Kurşuna dizilerek ölüm. Neden, ajanlık ve Troçkist terör örgütü üyeliği.
İtiraflarımı işkence altında yaptım, casus değilim, Sovyetler Birliği aleyhinde çalışmadım, Sovyet rejimini destekliyorum demesine rağmen sonuç değişmedi. Öldürülmeden önce dövülüp dövülmediği bilinmiyor. 27 Ocak 1940’ta cezaevinin bodrum katında ensesinden tek bir kurşunla vurularak öldürüldü. Cesedi yakıldı, külleri toplu mezara kondu.
Daha sonra 17 Mart 1941’de Gulag’da öldüğü açıklandı.
İade-i itibar
23 Aralık 1954’te delillerin Babel’i suçlamak için yetersiz olduğu söylendi ve itibarı iade edildi. 1957’de bir ciltlik toplu eserleri yayınlandı. Kitabın önsözünü İlya Ehrenburg yazdı. Ama kitaptan Troçki’nin ismi silindi.
Yargılanmasının tutanakları ve tutukluluk koşulları ile ilgili bilgiler 1990’da açıklandı. Öldürülmesinden 50 yıl sonra.
İzak Babel’in en ünlü oyunu Maria Rusya’da ilk kez 1994’te sahnelendi ve çok büyük ilgi gördü. Oyun Rusya’daki politik rüşvetleri, kirli ilişkileri, karaborsayı anlatıyor. Batı’da ise ilk kez Brecht’in öğrencisi Carl Weber tarafından sahnelendi ve yine büyük ilgi gördü.
Kızıl Süvariler edebî değeri yüksek, güzel bir kitap. Stalin, Yagoda, Yezhov ve Beria artık tarihin çöplüğünde. Babel ise yaşıyor.
1 Yorum
Pingback: İzak Babel ve Kızıl Süvariler ya da ensesinden vurularak infaz edilen yazar – -Avlaremoz