Fortüne Bensustiyel isimli genç kadının arkadaşlarıyla 12 Eylül döneminde arabayla Ege’de tatile gidiyordur. Arabadaki iki kadın ve iki erkek arasındaki tek Yahudi Fortüne’dir. Çanakkale yollarında bir jandarma arama noktasına gelirler. Kimlik kontrolü yapılacaktır, arabadaki kişilerin nüfus kağıtları toplanıp alınır. Bunları inceleyen genç jandarma eğilip pencereden arabanın içinde oturanlara bakar, tekrar nüfus kağıtlarına bakar, Fortüne’ye dönüp “Siz Türk vatandaşı mısınız?” diye sorar.
Yıllardan 2005, İstanbullu iki arkadaş, David Baruh ve Osman Tümer, Van’dadır. Osman’ın oğlu orada askerlik yapmaktadır, terhis olacaktır, onu almaya ve biraz da gezmeye gitmişlerdir. Bir taksiciyle bir günlüğüne anlaşırlar, Ahtamar Adası’na, Hoşap Kalesi’ne, Doğu Beyazıt’ta İshak Paşa Sarayı’na giderler. Doğu Beyazıt yakınlarında dağların arasında askerler taksiyi durdurur. Nüfus kağıtları incelenir. Yolcular gerillaya benzemiyordur, ama asker yine de tedirgin olur. Osman’a bakıp kafasıyla David’i işaret ederek sorar, “Bey ecnebi mi?”