Ahmet Kutsi Tecer
Bu yazı, 19 Mart 1960 tarihinde Tepebaşı Tiyatrosu’nda İstanbul Belediyesi Şehir Operası tarafından sahnelenen Tosca operasının programında yer almıştır. Tosca rolünü Leyla Gencer canlandırmıştır.
Tiyatro tarihimiz bakımından emsalsiz bir değer taşıyan Şehir Tiyatrosu’nun Tepebaşı binası, bugün XIX. yüzyıldan elimizde kalan son tiyatro binasıdır. Şehir Tiyatrosu Opera Bölümü de temsillerini, yalnız tiyatro tarihinin değil, şehir tarihinin de birçok kıymetli hatıralarını taşıyan bu binada vermeye başlamıştır. Aynı sahnede bundan önce de müzikli oyunlar, opera ve operetler temsil olunmuşsa da, bu bina ilk defa olarak bu yıl devamlı opera temsillerine sahne olmaktadır.
İstanbul, kendi operasını daima hasretle beklemiştir. İstanbul seyircisinin, operaya karşı derin ilgisi, şüphesiz, bu şehrin Tanzimat’ın ilk yıllarından itibaren Batı müziğini ve operayı benimsemiş, sevmiş olmasındandır. 1839 dan 1869’a, yani devamlı olarak Türkçe tiyatro eserlerinin temsil edilmesine başlandığı tarihe kadar İstanbul’da sık sık opera, operet temsilleri veriliyor, İtalya’dan, Fransa’dan gelen yabancı truplar burada alakayla karşılanıyorlardı. Saray da bunları teşvik etmekten geri kalmıyordu. Gerek bu süre içinde, gerek 1870’ten sonra, yerli elemanların da müzikli temsillere önem verdikleri görülüyor. Böyle olmakla beraber yine de bu mevsime gelinceye kadar İstanbul, devamlı bir opera faaliyetine kavuşamamıştır.
İstanbul Operası, şimdi bir gerçek olmuştur. Dolayısiyle, Tepebaşı binası, hatıralarına tarihî değerde bir yenisini daha eklemiş bulunuyor. Bu münasebetle binanın yapılışı ile ilgili, tarihî bir belgeyi sütunlarımıza aldık. Belgenin künyesi şudur: Başvekalet Arşivi, Mühimme Defteri, No. 263, sayfa 23, sıra numarası 59.
Şimdiye kadar yayınlanmamış olan bu belgeye göre, Tepebaşı binası; “mahlülen, Sultan Bayezid vakfına ait olan” bir arazi üzerinde bulunmaktadır. Bu araziden “üç bin arşın” yer, Saray’ın iradesile “Muzika-i Hümayun’dan mütekait Guatelli Paşa”ya verilmiştir. Saraya girdikten ve Muzika-i Hümayun şefi olduktan sonra “Paşa” unvanını alan Guatelli, 30 Mayıs 1859 gecesi Naum Tiyatrosu’nda verilen Leonora operasının temsilinde orkestra şefi idi. Kendisi şark melodilerinden faydalanarak bazı hafif musiki eserleri de bestelemişti. (R. A
Sevengil, Opera ile İlk Temaslarımız, 1959, İstanbul, s. 80).
Guatelli Paşa, kendisine verilmiş olan arsa üzerinde bazı “şerait-i imtiyaziye” ile “Kârgir bir tiyatrohane” inşa ettirmek istemiş ve bunun için hükümete dilekçeyle baş vurmuş. Bu türlü müracaatlarla, o tarihte Şûra-i Devlet Nafia Dairesi meşgul olduğu için dilek burada tetkik edilmiş ve aşağıda yazılı şartlarla kendisine müsaade verilmesi için Babıali kanaliyle Saraya arz olunmuş. Saray da Şûra-i Devlet kararı gereğince müsaade vermiştir. Sözünü ettiğimiz belge, 20 Muharrem 1290 (1873) tarihli, o sırada Zabtiye Müşiri bulunan İzzet Paşa’ya hitaben Saray’dan gönderilen yazıdır. Yapı ve tiyatroların kontrolü işi bu tarihte Zabtiye Dairesi tarafından yapılıyordu. Müsaadenin verildiği tarihte, Sadrıâzam Mehmet Rüştü Paşa, Hariciye Nazırı da Saffet Paşa’dır.
Guatelli Paşa’ya tiyatro inşası için şu şartlarla izin verilmiştir:
1 – İmtiyaz vermek bahis konusu değildir; çünkü bu gibi şeyler halkın “tenezzühüne” mahsus olup “bir mevkie hasrı” münasip olmaz.
2 – İnşa masrafı vesaire için hükümetten hiçbir para istenmeyecektir.
3 – 25 sene sonra bina; “kâffe-i eşya ve edevat-ı mevcudesile” Hazine-i Hassa’ya bırakılacaktır.
4 – Belediye rüsumundan muaf tutulacaktır.
Binanın Guatelli Paşa’nın sağlığında tamamlanıp tamamlanmadığını bilmiyoruz. Sonradan binada bazı tadiller yapılmış olduğunu, hatta yeni baştan denecek şekilde ele alındığını kabul etsek bile, Tepebaşı Tiyatrosu’nun yapılmasına ait ilk teşebbüs, bir müzisyen, bir orkestra şefi olan Guatelli Paşa’ya aittir. Burada bir tiyatro binası inşa ettirirken asıl amacının operalar, müzikli eserler oynatmak olduğuna şüphe yoktur. Şehrin hasreti olan İstanbul Operası burada temsillere başlarken binanın ilk sahibinin dileği de 87 yıl sonra gerçekleşmiş bulunuyor.