Yahudiler İsrail’de en çok hangi ağacı dikiyorlar ve bunun sebebi nedir, biliyor musunuz?
Ben bilmiyordum doğrusu. Yeni öğrendim.
Sorunun cevabı, Gargat ağacı.
Benim gibi siz de, “O da ne?” diyorsanız, anlatayım.
“Gargat ağacı Nisan-Mayıs aylarında beyaz çiçekler açan etli yapraklı bir ağaçtır. Yenilebilir meyveleri vardır. En çok bozkırlarda çöllerde görülür. İsrail’in bulunduğu coğrafyada Gargat ağacına çok sık rastlanır. Dünyada bu bitkinin görüldüğü diğer yerler Pakistan, Irak, Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Kuzey Afrika’dır.”
Gargat ağacı meselesini gündeme Osman Özsoy diye bir adam getirmiş. Fatih Üniversitesi’nde Prof. Dr. imiş, AKP-Cemaat işbirliğinin mutlu günlerinde yıldızı pırıl pırıl parlamış, televizyonlarda, gazetelerde şan şöhret kazanmış. Şimdi işsizmiş.
Ta 2009’da Haber7’de Gargat ağacı hakkında önemli bir yazı yazmış. O zaman bu yazı nasıl olduysa benim gözümüzden kaçmış, ama çeşitli çevrelerin dikkatini hemen çekivermiş. Sayısız internet sitesi yazıyı ya olduğu gibi tekrar yayımlamış ya da uzun uzun alıntılamış.
Ağaç ve taş dile gelecek
Demiş ki Prof. Dr. Osman Özsoy, “Tarım konusunda Yahudilerin birçok araştırmaya imza attığını biliyoruz. İsrail’in tarım sektörü, doğal kaynak azlığının üstesinden gelme üzerine kurulan yoğun bir sistemdir, özellikle su azlığı ve topraklarının yarısının çöl olması. İsrail firmaları sulamada, su tasarrufunda diğer ülkelere hizmet sağlamaktadır. İsrail tarıma bu kadar önem verirken, Yahudiler neden İsral’in her yanına Gargat ağacı dikiyor?”
Sorunun cevabı bir hadis-i şeriften kaynaklanıyormuş:
“Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek ‘Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır.’ diyecek. Sadece ‘Gargat Ağacı’ bunu söylemeyecek, çünkü o Yahudi ağacıdır. (Kitab¬ul Fiten H. 2239)”
Bu nedenledir ki, İsrailliler her tarafa konuşmayan ağaç dikiyormuş!
Prof. Dr. Osman Özsoy’un yapabileceği bir şey yok: “Hadis-i Şerif temel kaynaklarda böyle geçiyor. Birileri rahatsız olacak diye lafı eğip bükecek değiliz. Peygamber Efendi’miz söylüyorsa el Hak doğrudur. Bu kadar yalın bir gerçeklikle ifade edilen hadis-i şerif üzerinde ayrıca bir yorumda bulunma ihtiyacı duymuyorum. Her şey gayet açık ortada.”
Sayın profesör göründüğü kadar aptal olmadığı için, Yahudilerin bir hadisi doğru kabul edip bu doğrultuda davranmasının çok makul olmadığını anlamış. Bu garip durumu açıklamış, nedenini anlatmış:
“Yahudiler her ne kadar hadis-i şeriflere itibar etmiyor olsa da, tedbir olarak bu ağacı dikmekten de vazgeçmiyor.”
Öyle ya, Yahudiler kaçın kurası, ne olur ne olmaz, “Ya Müslümanlar haklıysa, ya diğer ağaçlar bizi ele verirse” diye düşünmüş, tedbirini almışlar!
“HDP logosunda Yahudilerin kutsal gargat ağacı”
Dedim ya, ben gargat ağacının önemini bilmiyordum. Yahudi cemaati beni bu konuda bilgilendirmeyi ihmal etmiş. Tümüyle savunmasız bir şekilde aptal aptal yaşayıp gidiyordum. Beşiktaş’ta gargat ağacı var mıdır, haberim bile yok! Günü geldiğinde saklanacak yer arayacaktım, gargat ağacının neye benzediğini bile bilmediğim için büyük ihtimalle bir meşenin arkasına saklandığımda bütün ağaç ve taşlar bülbül gibi şakıyıp beni ele verecekti.
Ama artık biliyorum! Evimin küçük balkonu orman gibi oldu, her tarafa gargat ağacı diktim.
Beni kurtaran, geçtiğimiz seçimler sırasında Konya’da dağıtılan (ve bir dostumun bana gönderdiği) imzasız bir bildiri oldu. Bildiride şöyle deniyor:
“Sosyal medyada sık sık tartışılan HDP logosuyla ilgili yeni bir iddia gündeme bomba gibi düştü. HDP logosunun Yahudilerin kutsal ağacı gargat ağacına benzemesi akıllarda soru işaretleri oluşturdu. BDP’nin de logosunda aynı ağaç figürünün kullanılması dikkatlarden kaçmadı. HDP logosunun içinde parlayan yıldızın da ağacın meyvesine benzemesi bir diğer dikkat çekici nokta oldu.”
Bildiride Hasan Celal Güzel’den alıntı yapılarak önemli bilgiler de aktarılmış. “HDP’nin arkasında Yahudi locaları da vardır, MOSSAD da vardır” demiş Güzel. “Şunu da belirteyim, en önemlisi, PKK Asala’nın devamıdır. PKK’nın telsiz çevirileri Başbakanlık Müsteşarlığım döneminde bana gelmişti. Hepsi Ermeni’dir ve zaten Öcalan Ermeni asıllıdır” demiş.
Bu bildiri sayesinde olsa gerek, Konya halkı felaketin eşiğinden döndü, HDP’li milletvekili seçmedi. Ama bildiriyi hazırlayan vatansever Müslümanlar biraz tembellik edip çalışmalarını Konya’yla sınırlı tuttukları için, ülkenin diğer taraflarında HDP epey oy aldı.
Demek ki ne olmuş? Hem haziran hem kasım seçimlerinde olağanüstü zorlu koşullara rağmen HDP’nin barajı aşmasıyla sadece Kürt hareketi değil, Yahudiler ve Ermeniler de Türk devletine çok güzel bir gol atmış!