ERMENİ BALIKÇI İLE TOPAL MARTININ OLAĞANÜSTÜ MACERALARI
Şeref Özsoy
* Bu yazıyı, Ezginin Günlüğü’nden Sarhoş Balık ile Topal Martı şarkısını dinleyerek okumanız önerilir.
Sait Faik yeni bir kitap için öykülerini Varlık Yayınları’nda Yaşar Nabi’ye getirir. Öykülerden bazıları henüz hiç bir yerde yayımlanmamış, üstelik birisine isim bile bulamamıştır. Öyküyü okuyan Yaşar Nabi, “Madem bir ad bulamadın, ‘Öyle Bir Hikâye’ diyelim” önerisini getirmiş. Önce biraz tartışsalar da karar verilmiş. Üstelik sadece öykünün değil, kitabın ismi için de Öyle Bir Hikâye‘de anlaşmışlar.
Birkaç gün sonra fikrini değiştiren Sait Faik, kitabın isminin değişmesi için Yaşar Nabi’ye haber göndermiş. Kitabın isminin Alemdağda Var Bir Yılan olması isteğini Yaşar Nabi kabul etmemiş. “İlk forması basıldı, değiştiremeyiz artık” itirazına inanmayan Sait matbaayı aramış ve kitabın henüz basılmadığını öğrenince Yaşar Nabi’yi arayarak “Daha basılmamış, aman kitabın adını değiştir, gücenirim” deyince, çaresiz kabul etmiş Yaşar Nabi.
Yeniden baskı hazırlıklarını yapar Yaşar Nabi ve kitap basılır: Alemdağında Var Bir Yılan.
Yani telefon konuşmasında kitabın yeni ismini yanlış anlamıştır Yaşar Nabi. Bu hata ikinci baskıda düzeltilir ve Alemdağda Var Bir Yılan Sait Faik’in yaşarken yayımlanmış son öykü kitabı olur. Alemdağda Var Bir Yılan‘ın 1954 tarihli ilk baskısını arayanlar da bu isim farklılığı nedeniyle bulamazlar!
Kitaptaki ilk öykü “Öyle Bir Hikaye” olmakla birlikte yedinci öykü de “İki Kişiye Bir Hikaye”dir. Belki bu yüzden kitabın ismini değiştirmek için ısrar etmiştir Sait Faik. “İki Kişiye Bir Hikaye”nin ilk paragrafı şöyledir:
“Topal Martı ile balıkçının konuştukları bile, işitilmemişse de, görülmüştür. Önce martının laf attığına kalıbımı basarım. Ne dediğini söyle deseler söyliyemem ama, işin başka türlü olmasına; diyeceğim, ilk balıkçının martıya laf atmasının mümkünü yoktur.”
“Ben bu paragrafı biraz farklı hatırlıyorum” diyenleriniz varsa, onların hatırladıkları paragrafın da şu aşağıdaki olduğunu söyleyebilirim:
“Topal martı ile balıkçının konuştukları bile görülmüştür. Önce martının laf attığına kalıbımı basarım, diyeceğim. İlkin balıkçının martıya laf atmasının mümkünü yoktur.”
Bu öykü, 1950 yılında Mahalle Kahvesi adıyla yayımlanan kitapta “Ermeni Balıkçı ile Topal Martı” ismiyle yayımlanmıştır ve ilk okuduğunuz öykünün yarısından da az uzunluktadır.
Sözün burasında Mahmut Alptekin’in Bir Öykü Ustası Sait Faik Abasıyanık (Dilek Yayınevi, 1976) adlı incelemesinden de bir paragraf okuyalım:
“Çevresindeki her tür insan girmiştir öykülerine. Kendisine öykü tasarımlarını anlatan, bir öyküsünü okuyan okuyucusundan; kendi bahçelerinde sebze yetiştiren papaza, kahveciye, hamala, herhangi bir yerde karşılaştığı herhangi bir insana, balıkçılara, sokak satıcılarına dek… Özellikle balıkçılar. Ermeni Balıkçı ile Topal Martı öyküsünü anımsıyoruz sözün burasında. İki kez yazdığı bu öyküde, öz bakımından bir değişiklik yok. Olayların sıralanışı yönünden değişiklikler var yalnızca.”
Kısa süre önce Yapı Kredi Yayınları’ndan Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’na transfer olan kitapların, bu güncel baskılarına baktığımızda “Ermeni Balıkçı ile Topal Martı” öyküsünde şöyle bir dipnotla karşılaşıyoruz:
“Varlık Yayınları’ndan çıkan kitapta bu adla yayımlanmış, ancak ‘İçindekiler’ listesine ‘Ermeni Balıkçı ve Topal Martı’ olarak geçmiştir.”
Her iki yayınevinin editörlerinin farklı olmasına karşın bu küçük farkı fark edip not olarak iliştirmelerine karşın, aynı öykünün iki kere yazılmasına değinilmemiştir. Buradan varılan sonuç, Mahmut Alptekin’i okumamak bir yana, iki öykünün aynı olduğu bile fark edilmemiş, üstüne üstelik kimsenin Bilgi Yayınevi’nin baskısına bakmamış olduğudur!
Oysa Bilgi Yayınevi’nin baskıları edisyon olarak hiç beğenilmez. Hatta bir okurunun Sait Faik’e okuması için gönderdiği bir öyküyü yıllarca Sait Faik’in öyküsüymüşçesine yayımlamıştır Bilgi Yayınevi. Bununla birlikte Alemdağda Var Bir Yılan kitabından çıkardıkları öyküyü Mahalle Kahvesi kitabında arka arkaya yayımlarken şu dip notu koymuşlardır:
“Sait Faik aynı konuyu, ilkin İki Kişiye Bir Hikaye, sonra da Ermeni Balıkçı ile Topal Martı adıyle iki kez yazmıştır. Söylentiye göre, ilk yazdığını bir ara kaybetmiş, konuyu ikinci kez işleyerek Mahalle Kahvesi kitabına almış; birkaç yıl sonra bulduğu ilk müsveddeyi de Alemdağda Var Bir Yılan adlı kitabında yayımlamıştır. Toplu eserlerinin bu baskısında, sanatçının her iki çalışması biraraya getirilmiştir.”
Yeniden edisyon çalışması yapmak isteyenlere, bir de şu notu iletebilirim. Yeni İnci adlı derginin 4 Ekim 1952 tarihli sayısında (Sayı: 2/23) öykü şu başlıkla yayımlanır: “Denize, Martiye, bir tahtası eksik İki Kişiye Bir Hikaye”
Gül, dergide şöyle görünsün bu yazının olduğu 2 sayfamız:
Yazı
…………………………………. ………………………………………… ……………….. ………………………… ……………….. …………………………………. ……………….. ………………………….. |
||