Bayrak ve Banal Milliyetçilik
Elçin Poyraz
Gezi direnişinden sonra bazı kesimlerce ortaya atılan iddialardan birisi, “Türk bayrağının faşizmden halkın eline” geçtiğiydi. Ulus inşasının ve onun neden olduğu türlü ayrımcılık ve eşitsizliğin taşıyıcısı olan bayrağın bu kesimin hevesle sahiplenmesinin tek bir nedeni var: Milliyetçilik.
Banal Milliyetçilik kitabını 1995 yılında yazdığı zaman Michael Billig’in amacı, ulus devletler sonrası dönemde olduğumuz iddialarına karşı, milliyetçiliğin yabancı düşmanlığı veya ırkçılık gibi aşırı eylemliliklerden ibaret olmadığını, gücünü ve devamlılığını ulusal sembollerin gündelik hayattaki sıradan kullanımlarından (törenlerde bayrak taşıma, ulusal marşlar, medyadaki ulusal bütünlüğe vurgu gibi) aldığını göstermekti. Milliyetçilik, bireyin gündelik hayatına kadar nüfuz ederek, uluslara bölünmüş bir dünyayı normal kabul etmesini, ulusların olmadığı bir dünyanın ise imkânsız olduğunu düşünmesini sağlayan algı ve duyguları yaratır: ulus devlette yaşayan birey için, ulusal kimlik doğal görünmektedir. Bu algıyı yaratan sıradan milliyetçilik, ilk bakışta zararsız gibi görünse de tam da ulusal kimliğin içselleştirilmesidir ve kriz anlarında seferber edilip daha şiddetli bir milliyetçiliğe evrilebilir.
Michael Billig, bunun için İngiliz gazetelerini tararken, bu yöntem 2000 yılında Arus Yumul ve Umut Özkırımlı tarafından Türkiye gazetelerine uyarlandı. “Türk medyasında Banal Milliyetçilik” başlıklı makale, milliyetçiliğin Türk medyasında da biz/onlar, iç/dış düşmanlar, prestij, şanlı geçmiş gibi terimlerle devam ettiğini gösteriyordu.
Aşağıdaki haberler ise, terimlerin ötesinde, milliyetçiliğin “öteki” ile çarpıştığı anlardan derlendi. Hiçbiri büyük politika haberi olmayan, ilk bakışta “komik” gibi görünen bu adi vakalardaki bayrak, ulus olmak adına çeşitli gruplara yapılan ayrımcılığın hem üzerini örten, hem de ayrımcılığı kendinde cisimleştirerek teşhir eden bir gösterge.
Bir grup çocuğun 1953 yılında neden iki Ermeni gencin evinin önünde ellerinde bayraklarla “top oynadığının” cevabı, 2011 yılında Vanlı depremzedelere yardım yerine Türk bayrağı gönderilmesiyle aynı. Aradaki süreklilik, ulusal sembollerin bizlere çoğu zaman olağan ve masum gelen, bir aidiyet ihtiyacından ötürü doğduğunu varsaydığımız gündelik hayattaki kullanımlarıyla sağlanıyor. Halen daha aynı ulus devlet kodlarının içindeyiz, ve bu devletin sembolü olan bayrağın trajik geçmişi de yerli yerinde duruyor.
İki Ermeni Gencin Küstahlığı (Milliyet, 04.01.1953)
Türklüğe hakaret eden Garbis ve Toryak dün tevkif edildiler
Dün Kumkapı’da Türklüğe hakaret etmeğe yeltenen iki Ermeni genci yakalanmıştır.
Bu semtte Narlıkapı çıkmazında oturan Garbis ve Toryak adındaki bu iki genç sokakta evlerinin önünde top oynamakta olan küçük çocuklara sinirlenerek onları kovmak istemişlerdir. Çocuklar gitmeyince iki genç evden dışarı fırlayarak çocukları kovalamışlardır.
Bu arada Ermeni gençlerden biri, bir çocuğun kaçarken elinden düşürdüğü kâğıt Türk bayrağını yırtmış ve yere atıp çiğneyerek “Pis Türkler. Allah hepinizin belasını versin” diye bağırmıştır.
Az evvel kaçan çocuklar bu durum üzerine geri dönerek evi taşlamağa başlamışlardır. Gürültüye gelen polisler, vaziyeti öğrenince, her iki Ermeni genci de yakalamışlardır. Sanıklar dün akşam nöbetçi Suçüstü Mahkemesine teslim olunmuş ve tevkif edilmişlerdir.
Türk Bayrağını Çiğnemişler (Milliyet, 01.04.1951)
Topkapı’da, Çayır caddesinde oturan Marika Kumru ve Melina Tombulkesçioğlu adında iki ermeni kızı, akrabalarından Yarasimof adında bir şoför, Türk bayrağını yere atıp otomobille çiğnemek iddiası ile yakalanmış ve dün suçüstü mahkemesine verilmişlerdir.
Kısa haberler (Milliyet, 24.04.1955)
Taksim’de Cumhuriyet caddesinde bir pastanenin sahibi Andon Masparaki hakkında Bayrak Kanunu’na aykırı hareketten tahkikat yapılmaktadır.
Süpürge sopasına bayrak asan Musevi (Milliyet, 21.05.1955)
Avram Baharfidan adında bir Musevi dün linç edilme tehlikesi atlatmıştır. Sirkeci’de, İstasyon Arkası caddesinde 55 sayılı evde oturan Avram, bir süpürge sopasına astığı Türk bayrağını, penceresine asmıştır.
Durumu görenlerin “Süpürge sopasına bayrak asılmaz. İndir şunu” ihtarına “Boşver” diye omuz silken Avram, asabileşen birkaç gencin hücumuna maruz kalmıştır.
Avram’ı, halkın elinden kurtaran memurlar, biraz sonra kendisini, bayrağımıza saygısızlık suçundan adliyeye vermişlerdir.
Türk Bayrağını yırttılar (Milliyet, 09.07.1986)
Trabzon’un Tonya ilçesinde Büyük Mahalle İlkokulu’nda tahribat yapan, Türk bayrağını yırtan ve Atatürk büstünü deviren Paşa Lermi (16) ve Yakup Aktaş (17) adlı ortaokul öğrencileri tutuklandı.
Bu da Başkası (Milliyet, 04.11.1954)
Sarıyer’deki Ayayani Rum kilisesi zangocu İstefo Zisos, dün geç vakit adliyeye sevkedilmiş ve sorgusunu müteakip tevkif olunarak cezaevine gönderilmiştir.
Zangoç İstefo’nun suçu, parçaladığı bir Türk bayrağı ile kilisede temizlik yapmak ve camları silmeye kalkışmaktır.
Bayrağımıza saygısızlık eden kadın (Milliyet, 10.11.1951)
Dün saat 16 sularında Cağaloğlu’nda bütün muhiti heyecana ve gençliği infiale düşüren çirkin bir hadise olmuştur. Tafsilatı şöyledir:
İstanbul Erkek Lisesi’nden dağılan gençlerden bir kısmı Babıâli caddesinden geçerken buradaki evlerden birinde çirkin bir manzara görmüş ve temizlik yapan bir kadının elindeki Türk bayrağı ile yıkadığı camları kuruladığını müşahede etmişlerdir. Şaşıran ve gördüklerine inanamayan gençler, bilahare haklı bir infiale kapılmış ve zabıta da durumdan haberdar edilmiştir. Hadise mahalline gelen memurlar gençleri güçlükle teskin etmiş ve adının Fatma Ertunç olduğunu ve bu evde hizmetçi olarak çalıştığını söyleyen kadını Alemdar polis karakoluna götürmüşlerdir.
Burada yapılan inceleme sonucunda sanığın Türk olmayıp Rus olduğu anlaşılmıştır. Asıl adı Pola olan ve bilahare Fatma adını takınan kadın, Rusya’nın Kiev şehrinde doğup büyümüş ve müteakiben Türkiye’ye gelmiştir.
Pola geç vakit Adliye’ye teslim edilmiş ve tahkikata başlanmıştır.
Diğer taraftan ilgililer, gençlerin gösterdiği bu hassasiyetten dolayı, İstanbul Erkek Lisesi Müdürlüğü nezdinde gençlere takdirname göndereceklerdir.
Memleketten kısa haberler (Milliyet, 14.02.1958)
İzmir: Tütün yüklemek üzere dün limanımıza gelen bir Rus şilebinin direğinde, pembe renkli ve anormal ay yıldızlı bir bayrak görülmüştür. Durum derhal ilgililere bildirilmiş ve Türk bayrağı olarak çekilen bu acayip bayrak derhal indirilmiştir. Rus gemisine bilahare bayrak kanununa uygun bir Türk bayrağı çektirilmiştir.
Bulgar vapuruna vermek için Türk bayrağı çalmış (Milliyet, 12.04.1959)
Ertuğrul Muhsin isimli bir şahıs dün Kalamış vapurunun kıç tarafında asılı bulunan Türk bayrağını çalarken suçüstü yakalanmıştır. Karakola götürülmek üzere vapurdan çıkarılan Ertuğrul, kendisini ayıplayanlara gülerek “bayrağı kötü niyetle çalmadığını” belirtmiş ve şunları söylemiştir:
“Limandaki Bulgar gemisi yırtık bir bayrak asmış. Onu görünce sinirlendim bu sebeple buradaki bayrağı almıştım. Maksadım bu bayrağı götürüp onlara vermek ve böylece bir milli hizmette bulunmaktı. Ama derdim anlaşılmadı.”
Bayrağımızı yırtan Danimarka’lı bir turist tevkif edildi (Milliyet, 11.08.1959)
Türk bayrağını yırtan Thuze Jerlang adında Danimarkalı bir turist, dün adliyeye verilmiş ve tevkif edilmiştir.
Danimarka Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenci olan Thuze Jerlang, Kuledibi’nden geçerken, bir bankada asılı bulunan Türk bayrağını yırtmış ve hadiseyi görenler tarafından yakalanıp polise teslim edilmiştir.
Dün adliyeye getirilen Danimarkalı genç, nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesinde, bayrağı kasten yırtmadığını ileri sürmüş ve “Halk etrafımı sarmıştı. Çekilin dedim. Çekilmediler. Yüzüme doğru bir şey uzattılar. Yakaladım ve çektim. Bu Türk bayrağı imiş, bilmiyordum!” demiştir.
Bayrağımızı yırtan Barzani taraftarı 5 köylü tevkif edildi (Cumhuriyet, 04.11.1962)
Siirt – Barzani taraftarı beş köylünün ilimize bağlı Derşeyh köyünde Karakol komutanı astsubayı dövmeleri ve Türk bayrağını yırtmaları ile sonuçlanan üzücü olayın tahkikatı bugün sonuçlanmıştır. Binbaşı Şevki Yiğen başkanlığındaki heyet tarafından köyde yapılan tahkikatta, mütecaviz Çetin, Hacı, Mehmet, Yusuf ve Cafer Yılmaz adlı şahısların suçlu oldukları tespit edilmiş ve kendileri yakalanmışlardır. Sanıklar yargılanmak üzere mahkemeye sevk edilmişlerdir.
Devesine bayrak diken bir deveci yakalandı (Milliyet, 08.02.1957)
İzmir – Pehlivan devesini bütün güreşlere sokan ve hepsinde de birincilik alan Hüseyin Lök isminde bir deveci bugün başarısını kutlamak maksadıyla devesini bir gelin gibi süslemiş ve semerinin üzerine de büyük bir bayrak dikerek Bornova’da gezdirmeye başlamıştır. Fakat bu gösteri biraz sonra polis tarafından durdurulmuş ve deveci hakkında ayrıca bayrak kanununa muhalefetten de tahkikat açılmıştır.
Bayrağa hakaret cürümünden beraat (Cumhuriyet, 13.02.1934)
Çeşme meydanında kadayıfçı Kastamonulu İsmail Efendi, bayrağa hakaret cürümüyle mahkemeye verilmişti. İsmail Efendi’nin bayrağı peştamal şeklinde beline sardığı iddia olunuyordu. İkinci ceza mahkemesinde savunmasını yapan kadayıfçı, “Ben Türküm. Türk bayrağına saygım vardır. Bayrak tabla üzerinde duruyordu” demiştir. Mahkeme kast cürümü görmediğinden İsmail Efendi’nin beraatına karar vermiştir.
Bayrak yırtan imama hapis (Milliyet, 15.11.1990)
Kadıköy 5. Asliye Mahkemesinde Türk bayrağını yırttıkları savıyla yargılanan Tepe Camii Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Durmuş Konuk bir yıl, İmam Yaşar Şimşekoğlu da 6 ay hapis cezasına çarptırırdılar, ancak suçlamaları kabul etmediler.
Kaynakça:
Michael Billing, Banal Nationalism, London: Sage Publications, 1995.
Arus Yumul, Umut Özkırımlı, “Reproducing the Nation: ‘Banal Nationalism’ in the Turkish Press”, Media Culture Society, 22, 2000.
Cumhuriyet ve Milliyet gazete arşivleri.