İbrahim Sediyani
İslamcı Türk yazarlar, İslamcı Kürtler’e yönelik, bazı tutum ve davranışlarının hatalı olduğunu, içinde bulundukları nahoş durumdan bir an önce kurtulmaları gerektiğini hatırlatıp onları İslamî ilkelere uygun davranmaya ve ilkeli olmaya çağırırsa, bunun ismi ne olur?
“Müslüman’ın Müslüman’ı kardeşçe uyarması.”
İslamcı Kürt yazarlar, İslamcı Türkler’e yönelik, bazı tutum ve davranışlarının hatalı olduğunu, içinde bulundukları nahoş durumdan bir an önce kurtulmaları gerektiğini hatırlatıp onları İslamî ilkelere uygun davranmaya ve ilkeli olmaya çağırırsa, bunun ismi ne olur?
“Müslümanlar’a hakaret. Terbiyesizlik!”
Ulusal sınırlar
İslamcılar ulusal sınırlara karşı mıdır?
– Evet, “biz bütün sınırlara karşıyız” diyorlar. Söylediklerine göre, Ümmet’i bölmek harammış.
Peki o zaman neden Kürdistan’ı beş parçaya bölen sınırların kaldırılmasını talep etmiyorlar ve Kürdistan’ın bölünmüşlüğüne son vermek için çaba göstermiyorlar?
– Onu en sona bırakmışlar. Önce diğer sınırları kaldıracaklar, ondan sonra sıra buradaki sınırlara gelecek.
“Biz bütün sınırları ortadan kaldıracağız” diyen Türkiyeli İslamcılar, bu mübarek cihada hangi sınırlardan başlamayı düşünüyorlarmış?
– Malezya-Endonezya arasındaki sınır ile Fas-Cezayir arasındaki sınırdan. Haa, bir de Moritanya-Senegal sınırı.
Neden bu işe kendi topraklarındaki sınırlardan başlamıyorlar da, binlerce kilometre ötedeki sınırlardan başlıyorlar?
– Yaşadıkları topraklardaki sınırları kaldırmaya güçleri yetmiyor abi. Binlerce km ötedeki sınırları ortadan kaldırmak daha kolay. Hem rizikosu da yok, başları belaya girmiyor.
Yeryüzünün bütün coğrafyalarındaki özgürlük mücadelelerine destek veren İslamcılar, neden Kürdistan özgürlük mücadelesine destek vermiyor?
– Abi biz ulusal kurtuluş gibi şeylere karşıyız. Yani bence İslamcılar’a haksızlık ediyorsun. Bu tavır Kürtler’e özel bir tavır değil. İslamcılar bütün ulusal mücadelelere karşıdırlar?
Öyle mi? Peki, Filistin, Bosna, Kosova, Çeçenistan, Keşmir, Arakan, Patani, Doğu Türkistan, Moro, Açe Sumatra… Söyle bana şimdi: Dünya üzerindeki hangi İslamî Hareket, aynı zamanda Ulusal Kurtuluş Mücadelesi değildir?
Kurdistan a Rojava
Türk devleti ve İslamcı Türkler, bir buçuk yıldır Suriye’de neyin mücadelesini veriyor?
– Suriye devleti yıkılsın mücadelesi.
Türk devleti ve İslamcı Türkler, Suriyeli Kürtler şehirlerinin yönetimine el koyup Kürdistan’ın özerkliğini ve özgürlüğünü ilan ettikten sonra neyin mücadelesini vermeye başladı?
– Suriye devleti yıkılmasın mücadelesi.
Başbakan Erdoğan, Suriye Kürdistanı (Kurdistan a Rojava) bölgesinde Kürtler yönetime el koyunca, bir “Van Minüt” de Kürtler’e çekip o topraklara “Kürdistan” denilemeyeceğini söyledi. Erdoğan, hangi mantık ve delillere dayanarak o topraklar için “Kürdistan” ismini kullanmanın yanlış olacağını söyledi?
– Çünkü o topraklarda bütünüyle Kürtler yaşamıyor. Arap ve Türkmen köyleri de var. Başbakan Erdoğan’a göre, bir yere “Kürdistan” denilebilmesi için orada yaşayanların tamamının Kürt olması gerekiyor.
Peki, milyonlarca Kürt, Arap, Ermenî, Laz, Çerkes ve Gürcü’nün yaşadığı, hatta kendisi de Gürcü olan Erdoğan’ın başbakanlık yaptığı ülkenin ismi nedir?
– Türkiye.
Milyonlarca Kürt, Arap, Ermenî, Laz, Çerkes ve Gürcü’nün yaşadığı bir ülkeye “Türkiye” demek acaba hatalı mıdır?
– Değildir.
Neden?
– Çünkü “Türkiye” ismi sadece Türk etnisitesinden olanlar için söylenmemiş. “Türk vatandaşlığı” da öyle. Anayasamıza göre, “Vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür.” Dolayısıyla “Türkiye”, vatandaşımız olan Kürt, Arap, Ermenî, Laz, Gürcü herkesi kapsıyor.
Peki, madem ki öyledir, madem ki “Türkiye” ismi sadece Türk ırkından olanları değil herkesi kapsıyor, madem ki anayasal vatandaşlıktaki “Türk” ismi bu ülkedeki Kürt, Arap, Ermenî, Laz, Gürcü herkesi kapsıyor, o halde neden Türk devleti, dünyanın her tarafındaki Türkî topluluklar için “soydaşlarımız” diyor da, daha bugüne kadar bir kez bile olsun Suriye, Irak ve İran’daki Kürtler için “soydaşlarımız” tabirini kullanmamıştır?
“Soydaş cumhuriyetler”
Madem ki anayasadaki “Türk” ismi etnik değildir, bizim Ermeni, Gürcü, Rum ve Arap kökenli vatandaşlarımızı da kapsıyor, o halde neden Orta Asya’daki Türkî devletler için “soydaş cumhuriyetler” ifadesini kullanıyoruz da, aynı ifadeyi Ermenistan, Gürcistan, Yunanistan ve 16 tane Arap devleti için kullanmıyoruz? Ülkemiz topraklarıyla hiç alakası olmayan Kırgızlarla, Kazaklarla, Uygurlarla “soydaş” oluyoruz da, ülkemiz topraklarının yerlileri olan Araplar’la, Kürtler’le, Ermenîler’le, Yunanlar’la, Gürcüler’le niye “soydaş” olmuyoruz? Üstelik başbakanımız bile Gürcü iken…
Madem ki bizim “vatandaşlık” tanımımız “ırk”a değil “toprak”a bağlı bir tanımlamadır, o halde okulda çocuklarımıza niçin 1071’den önce Orta Asya’da kurulan devletleri öğretiyoruz da, Mezopotamya’da kurulan devletleri öğretmiyoruz?
Suriye Kürdistanı’nda Rojava’nın özgürlük ateşi yanmaya başlayınca, Türk devletinin başındakiler nasıl bir duygu yaşadı?
– Öfkeden kahroldular!
Türk İslamcılar nasıl bir duygu yaşadı?
– Üzüntüden kahroldular!