“Ermeni Soykırımı’nı ilk olarak annemden duydum. Annem “İçinde biz ağlıyoruz, dışarıda ise Ermeniler ağlıyor” diye söylüyordu. Annem bir eşraf kızıydı Niksar’da. 1915 Mayıs ayında babası Rusya’ya yapılan savaştan kaçan mültecilere yardım götürürken salgın halinde olan bir hastalığa yakalanıyor. O sıralarda ölüm döşeğinde. Ama aynı günlerde Ermeniler de dışarıda ağlıyor. Onları da toplamışlar tehcire çıkarıyorlar. Zaten tehcire çıkardıktan hemen sonra Kelkit havzasında bir bataklıkta toplu olarak katlettiler o Ermenileri. Annemin o lafı etmesinin sebebi işte bu olaydı.”
“Soykırım kavramı ilk olarak Polonyalı hukukçu Rafael Lemkin tarafından kullanıldı. Lemkin aynı zamanda BM’nin Uluslararası Soykırım Sözleşmesi’ni yazan kişidir. Lemkin hatıralarında kendisini uluslararası hukuk alanında soykırım kavramını ele almaya iten nedenlerden birinin Ermenilerin yaşadığı olay olduğunu söyler.”
“Ermeni soykırımı politik bir karardır ve bu karar şudur: Birincisi, Türkiye Türklerindir. İkincisi, üniter ulus devlet inşa etme kararı. Üçüncüsü, Alman emperyalizminin güdümünde bir Turan imparatorluğu kurma hayali. Yani, Türkiye Cumhuriyeti Ermenilere yönelik soykırım üzerine kuruldu.”
“Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, soykırım suçuna bulaşmış kişiler devlet mekanizmasında görevlendirildi. 1916’da soykırımın ikinci aşaması yaşanır, yani tehcir edilen Ermenilerin Suriye çöllerinde, Der Zor’da kurulan kamplarda toplu imhası aşaması. İttihat ve Terakki’nin aldığı karara göre hiçbir yerde Ermeni nüfusunun oranı yüzde 5’i geçmemelidir. Ve bu uygulamanın koordinatörü Muhacirin Dairesi Başkanı Şükrü Kaya’dır. Şükrü Kaya daha sonra Cumhuriyet döneminin ideologlarından bir tanesidir. Yine onunla birlikte çalışan ve bu tehcir olaylarında etkin bir rol oynayan Halep Valisi Abdülhalik Renda bakanlık yaptı, TBMM başkanlığı yaptı, Mustafa Kemal öldüğü zaman da iki günlüğünü Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı oldu. Dolayısıyla soykırım kabul edildiğinde resmî tarih son derece ciddi bir yara almış oluyor.”
“Bizim Ermeni soykırımını tartışmamızın nedeni sadece vicdanî bir görevi yerine getirmek değildir. Aynı zamanda olası yeni soykırımların da önüne geçmektir.”
“Ermeni soykırımında kayıplar olayının, aydınlara yönelik toplu tutuklamaların, köy boşaltma uygulamalarının, toplu katliamın, Teşkilat-ı Mahsusa ile derin devletin, kontrgerillanın, Ergenekon’un ilk örneklerini görüyorsunuz. Bunlarla hesaplaşmazsak hiçbir şeyle hesaplaşamayız.”